Okunma Sayısı Okunma 500
Paylaşım Paylaşım 0

İstanbul’un tarih kokan sokaklarında, yerin altında saklı bir hazine bekliyor sizi. Yerebatan Sarnıcı, yüzyılların sessiz tanığı olarak günümüze kadar ulaşmış, Bizans döneminin en etkileyici su mühendisliği örneklerinden biri. Sultanahmet Meydanı’nın tam altında yer alan bu gizemli yapı, hem Yerebatan Sarnıcı nedir sorusuna cevap arayanları hem de Yerebatan Sarnıcı nerede ve nasıl gidilir diye merak edenleri büyüleyici bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Loş ışıkların altında uzanan sütunlar, suyun yüzeyindeki yansımalar ve mistik atmosferiyle İstanbul’un yeraltındaki bu sarayı, şehrin en çok ziyaret edilen tarihi mekanlarından biri olmayı hak ediyor.

Yerebatan Sarnıcı Nerede ve Nasıl Gidilir?

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Fatih ilçesinde, Sultanahmet Meydanı’nın hemen yanında yer alıyor. Ayasofya’nın karşısında bulunan bu tarihi yapıya ulaşmak oldukça kolay. Şehrin farklı noktalarından çeşitli toplu taşıma araçlarıyla sarnıca ulaşabilirsiniz.

Toplu taşıma ile Yerebatan Sarnıcı’na ulaşım seçenekleri şunlardır:

  • Kabataş-Bağcılar tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında inebilirsiniz. Durağa indikten sonra kısa bir yürüyüşle sarnıca ulaşabilirsiniz.
  • Marmaray ile seyahat ediyorsanız, Sirkeci durağında inerek Cağaloğlu-Vilayet çıkışından yaklaşık 10-15 dakikalık bir yürüyüşle sarnıca varabilirsiniz.
  • Eminönü’nden kalkan tramvaylara binerek Sultanahmet durağında inebilirsiniz.
  • Anadolu yakasından geliyorsanız, Kadıköy’den vapura binip Eminönü’nde indikten sonra tramvay ile Sultanahmet’e ulaşabilirsiniz.

Özel araçla gelmeyi düşünüyorsanız, Sultanahmet çevresinde çeşitli otoparklar bulunmaktadır. Ancak bölgenin yoğun trafik ve park sorunu nedeniyle toplu taşıma kullanmanız daha pratik olacaktır.

Yerebatan Sarnıcı Nedir? Tarihi ve Mimari Özellikleri

Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiş devasa bir yeraltı su deposudur. Halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak da bilinen bu yapı, görkemli mimarisi ve etkileyici atmosferiyle adeta yeraltında bir sarayı andırır.

Sarnıç, 140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde olup yaklaşık 9.800 metrekarelik bir alana yayılmaktadır. Bu büyüklüğüyle yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. Yapının en dikkat çekici özelliği ise 336 adet mermer sütunla desteklenen tavanıdır. Her biri 9 metre yüksekliğinde olan bu sütunlar, sarnıcın içinde orman görünümü oluşturur.

Sarnıcın duvarları, su geçirmezliği sağlamak için özel bir harç olan Horasan harcı ile kaplanmıştır. Bu harç, dönemin mühendislik dehasını gözler önüne serer ve yapının yüzyıllar boyunca ayakta kalmasını sağlamıştır. Sütunların çoğu silindir biçiminde olup, başlıklarının 98’i Korint üslubuna, bir bölümü ise Dor üslubuna sahiptir.

Yerebatan Sarnıcı’nın içinde dolaşırken, sütunların arasında yürüyüş platformları bulunur. Bu platformlar sayesinde ziyaretçiler, sarnıcın içinde rahatça gezebilir ve bu etkileyici yapıyı yakından inceleyebilirler. Loş ışıklandırma ve suyun yüzeyindeki yansımalar, sarnıcın mistik atmosferini daha da güçlendirir.

Yerebatan Sarnıcı Ne Zaman ve Kim Tarafından Yapıldı?

Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) döneminde inşa edilmiştir. Sarnıcın yapımına 532 yılında başlanmış ve kısa sürede tamamlanmıştır. Aslında bu lokasyonda daha önce I. Constantinos tarafından yapılmış daha küçük bir sarnıç bulunmaktaydı. Ancak bu yapı, bölgede çıkan bir yangın sonucu büyük hasar görmüştü. I. Justinianus, hasar gören bu sarnıcı onarıp genişleterek günümüze ulaşan Yerebatan Sarnıcı’nı oluşturmuştur.

Sarnıcın inşasında yaklaşık 7.000 kölenin çalıştığı tahmin edilmektedir. Yapının amacı, imparatorluk ikametgahı olan Büyük Saray’ın ve çevresindeki yapıların su ihtiyacını karşılamaktı. Sarnıca su, Belgrad Ormanı’ndan Bozdoğan Kemeri ve diğer su kemerleri aracılığıyla getiriliyordu.

Bizans döneminden sonra sarnıç bir süre unutulmuş ve üzerine evler inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarnıç, durgun suyu nedeniyle içme suyu kaynağı olarak değil, daha çok Topkapı Sarayı’nın bahçelerini sulamak için kullanılmıştır. Sarnıç, III. Ahmet ve II. Abdülhamit dönemlerinde onarım görmüştür.

Modern dönemde, 1940’larda sarnıcın üzerine kurulmuş evler temizlenmiş ve 1955’te kapsamlı bir restorasyon çalışması başlatılmıştır. 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sarnıca gezi platformu eklenerek ziyarete açılmıştır. En son 2022 yılında tamamlanan restorasyon çalışmalarıyla sarnıç, modern tekniklerle depreme daha dayanıklı hale getirilmiş ve ziyaretçilere daha iyi bir deneyim sunmak için yenilenmiştir.

Yerebatan Sarnıcı Ziyaret Bilgileri: Açık Olduğu Günler ve Giriş Ücretleri

Yerebatan Sarnıcı, haftanın her günü ziyaretçilere açıktır. Standart ziyaret saatleri sabah 09:00 ile akşam 19:00 arasındadır. Ancak dini bayramların ilk günlerinde sarnıç saat 13:00’te açılmaktadır. Ayrıca, akşam saatlerinde de (19:30-22:00) farklı bir ücret tarifesiyle ziyaret edilebilir.

Sarnıcı gezmek için ortalama 45 dakika ile 1 saat arası bir süre ayırmanız yeterli olacaktır. Ancak, fotoğraf çekmek ve her detayı incelemek isterseniz, bu süre uzayabilir.

Yerebatan Sarnıcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olmadığı için Müzekart burada geçerli değildir. Biletlerinizi gişeden alabileceğiniz gibi, uzun sıralar beklememek için online olarak da satın alabilirsiniz. Online bilet satışı Passo ve Radar İstanbul uygulamaları üzerinden yapılmaktadır.

Sarnıcı daha iyi anlamak ve tarihi hakkında detaylı bilgi edinmek için sesli rehber hizmeti de mevcuttur. Sarnıcın içindeki görevlilerden sesli rehber temin edebilirsiniz.

8 yaşından küçük çocuklar sarnıcı ücretsiz olarak ziyaret edebilirler. Öğrenciler için de indirimli bilet seçenekleri bulunmaktadır.

Yerebatan Sarnıcı’nın Etkileyici Detayları ve Yakın Çevresi

Yerebatan Sarnıcı’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, kuzeybatı köşesinde bulunan iki Medusa başlı sütun kaideleridir. Bu Medusa başları, Roma döneminden kalma olup, biri yan, diğeri ise ters çevrilmiş şekilde yerleştirilmiştir. Mitolojiye göre Medusa, kendisine bakanlara taşa çevirme gücüne sahip bir yaratıktır. Bu nedenle, Medusa başlarının koruyucu bir sembol olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Sarnıcın bir diğer ilgi çekici özelliği ise “Ağlayan Sütun” veya “Gözyaşı Sütunu” olarak bilinen sütundur. Dalları budanmış bir ağaç gövdesini andıran ve üzerinde tavus gözü denilen motiflerin bulunduğu bu sütun, her zaman ıslak görünümüyle dikkat çeker. Efsaneye göre, bu sütunun üzerindeki motifler, sarnıcın yapımında çalışan kölelerin çektikleri acıları temsil eder. Sütunun gövdesindeki deliğe parmağını sokanların dileklerinin gerçekleşeceğine dair bir inanış da vardır.

Sarnıcın içinde ayrıca, suyun içinde yüzen aynalı sazan balıkları da görülebilir. Bu balıklar, 1955 yılındaki restorasyon çalışmaları sırasında sarnıca eklenmiştir.

Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ettikten sonra, yakın çevrede gezebileceğiniz birçok tarihi mekan bulunmaktadır:

  • Ayasofya: Sarnıcın hemen yanında bulunan bu muhteşem yapı, hem Bizans hem de Osmanlı döneminin izlerini taşır.
  • Sultanahmet Camii (Mavi Cami): Altı minaresi ve muhteşem mavi çinileriyle ünlü olan bu cami, sarnıca çok yakın bir mesafededir.
  • Topkapı Sarayı: Osmanlı İmparatorluğu’nun kalbi olan bu saray, sarnıçtan kısa bir yürüyüş mesafesindedir.
  • Türk ve İslam Eserleri Müzesi: Etnografik koleksiyonları ve İslam dünyasından el yazmalarıyla zengin bir müzedir.
  • Şerefiye Sarnıcı: Yerebatan Sarnıcı’na yürüyerek 8 dakika mesafede bulunan, 1.600 yıllık geçmişe sahip bir diğer tarihi sarnıçtır.

İstanbul’un bu tarihi bölgesini keşfetmek için İstanbul turları ile profesyonel rehberler eşliğinde daha detaylı bir gezi deneyimi yaşayabilirsiniz. Uzman rehberler eşliğinde yapacağınız turlar sayesinde, bu tarihi yapıların hikayelerini ve gizli kalmış detaylarını öğrenebilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı’nı ve çevresindeki diğer tarihi mekanları rahatça gezebilmek için bölgede konaklamak isteyenler, İstanbul otelleri arasından seçim yaparak şehrin kalbinde unutulmaz bir konaklama deneyimi yaşayabilirler. Özellikle Sultanahmet bölgesindeki oteller, tarihi yarımadanın tüm güzelliklerine yürüme mesafesinde olmaları nedeniyle tercih edilebilir.

Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ederken dikkat etmeniz gereken bazı hususlar vardır. Sarnıcın içi nemli ve serin olduğu için, özellikle yaz aylarında bile yanınıza ince bir hırka almanızda fayda var. Ayrıca, zeminin ıslak olabileceğini düşünerek kaymaz tabanlı ayakkabılar giymeniz önerilir. Fotoğraf çekmek isteyenler için ise loş ışık nedeniyle tripod veya yüksek ISO değerlerinde çekim yapabilen bir kamera faydalı olacaktır.

Yerebatan Sarnıcı’nda zaman zaman akustik konserler ve kültürel etkinlikler de düzenlenmektedir. Eğer ziyaretiniz sırasında böyle bir etkinliğe denk gelirseniz, bu eşsiz atmosferde unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

İstanbul’un yeraltındaki bu görkemli sarayı, yüzyılların ötesinden gelen hikayesiyle sizi bekliyor. Tarih ve mimarinin buluştuğu bu eşsiz mekanda, geçmişin izlerini sürerken kendinizi bambaşka bir dünyada bulacaksınız. Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un karmaşasından uzaklaşıp, tarihin derinliklerine dalabileceğiniz nadir mekanlardan biri olarak ziyaretçilerine kapılarını açıyor.

Yorum gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir