Eskişehir… Eskişehirlilerin tabiriyle Aşk-ı Şehir… Mutlaka bu hitap çok öncelerden bu yana İstanbul için telaffuz edilmiştir. Ancak son yıllarda ki değişimi ve Eskişehirlilerin kentlerine olan tutkusuyla küçük Venedik aşıkların şehri olmaya adaydır.
Eskişehir İstiklal savaşından bu yana jeopolitik konumu itibariyle önemli bir yere sahiptir. Günümüzde raylı sistemlerde İstanbul ile Ankara arasında köprü vazifesi kurması ile ulaşım ağının tam göbeğinde olması Eskişehir’in önemini bir kat daha arttırmaktadır. Artık bu şirin kenti ziyaret etmek isteyenler değişik seçeneklerle kısa sürede seyahatlerini tamamlayabilirler.
Ben de sizinle Odunpazarı‘ndan başlayıp Sazova kültür ve tabiat parkında sonlanan yarım günlük bir seyahati paylaşıyorum. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerin havasından bunaldıysanız ya da hayatınızda değişikliğe adanacak yarım gününüz var ise sizi de bekliyorum…
Eskişehir’i keşfetmeye Odunpazarı’ndan başlamak gerekir. Yerel halkın söylediğine göre has Eskişehirliler bu bölgede yaşarlarmış. Birçok insanın bazen şaşırıp bazen de dalga geçerek tepki gösterdiği ‘Manav’ kavramı bu bölgede türetilmiştir. Odunpazarı bundan on yıl öncesine kadar virane evlerin omuz omuza uzandığı eski bir yerleşim yeriydi ancak günümüzde Safranbolu evlerine rakip olacak zenginlikte ve ihtişamda gözüküyor dostlar…
img class=”alignnone size-large wp-image-3345″ src=”https://blog.jollytur.com/wp-content/uploads/2014/12/3-1024×763.jpg” alt=”3″ width=”848″ height=”632″ />
Odunpazarı evlerinin içerisine doğru bir yolculuk yapıyorum… Adım adım tarih nüfus ediyor bedenime… Çoktan unutulmaya yüz tutmuş adet ve kavramları yaşatıyor bu yolculuk… Başımı ne yana çevirsem karıncalaşıyor yüreğim, ‘eskiden böyleydi değil mi’ diye soruyorum kendi kendime…
Odunpazarı evlerinde tarih ile günümüzü harmanlayan bir el var. Eskişehirlilerin tabiriyle ‘Hoca Eli’… Kentin belediye başkanı sanatla bir hayli ilgiliymiş ki bunun kentin her noktasında görmek mümkün. Bu bölgede günümüzün canlılığını yansıtan güzel bir Cam Müzesi sizi karşılıyor, aynı şekilde Balmumu Heykelleri Müzesi de sanatın icra noktasında ulaştığı güzel örneklerden birisi.. Odunpazarı evlerinde teyzelerimizin gözlemelerinin tadına bakabilirsiniz; ayrıca bu ziyafetin arkasından güzel bir Türk kahvesi, nargile eşliğinde yudumlanabilir. Hepsi denendi ve kuvvetle önerilir dostlar…
Odunpazarı evlerinin yukarısında çok sonraları yapılmış olan Şelale Park mevcut. Eskişehir’in büyük çoğunluğuna bu tepeden hakim olabiliyorsunuz ancak seyahatimizi tamamlamak adına burayı es geçiyoruz. İstikametimiz meşhur adalar…
Adalara geldiğimde ruhumun gençleştiğini hissediyorum. Müthiş bir canlılık, hareket ve zerafet var burada. İnsanlar merak ve arayış içerisinde oradan oraya koşuşturuyorlar. Belli ki yoğun bir turist akıntısı var Eskişehir’in kalbine.
Adalar iki tarafı gençlik kafeleriyle donatılmış, canlı müziklerin, fasılların geç saatlere kadar hakim olduğu harika bir yer.. Ortasından Sakarya’nın bir kolu olan Porsuk çayı geçmekte ve çay içerisinde gondol sefası yapmak mümkün. Orijinal köprülerle birbirine bağlanan bu yol insanın saatlerce ayrılmak istemeyeceği bir yer.
Adalar da fazlasıyla oyalanıyorum. Yol sonuna doğru Serdivan adlı bir kafe bulunmakta. Eğer Sazova’ya gitmeden önce biraz soluklanmak istiyorsanız burada dinlenmeniz ve nargilesini denemeniz önerilir.
Eskişehir’i keşfetmek için günlerinizi vermenize gerek yok. Eskişehir konum itibariyle çok büyük bir il değil; ancak gittiğiniz her nokta da sizi kendine bağlayacak bir özelliği mevcut. Ben adımlarımı attıkça, burada da biraz vakit geçirmeliyim diyorum; fakat Sazova’ya ulaştığımda havanın şu an ki gibi canlı olmasını istiyorum. Yazımın sonunda gidebileceğiniz farklı mekanları sizinle paylaşacağım dostlar.
Eskişehir de şehir içi ulaşım çok da sıkıntılı değil. Şehrin bir ucundan diğer ucuna gitmek bir saati bile bulmuyor. Sazova’ya ulaşmak için dolmuşu kullanıyoruz ve bizi harika bir tablo karşılıyor.
Huzurlarınızda kubbeleri ve olağanüstü dizaynıyla Sazova parkının incisi… Ziyarete yeni yeni açılan bu mekanda özellikle çocuklarınız fazlasıyla eğlenebilir. Her kubbesi ya da noktası farklı bir yeri ifade ediyor bu güzide mekanda. Kız kulesi gibi.. Yapımı yıllar alan şatodan uzaklaşıp kendimizi Sazova’nın taze çehresine bırakıyoruz.
Sazova parkında büyük bir su havuzu bulunuyor. Bu havuzda su sporları yapmak ve gezintiye çıkmak mümkün. Gözleriniz yavaş yavaş ileride ki gemiye takılıyor öyle değil mi? Gelin biraz daha ona doğru yaklaşalım.
Gemimiz Sazova kültür parkının ilk yapılarından. Epeyce zaman ve emek almışa benziyor. İçine doğru adımlarımızı attığımız da korsan gemisi olduğunu anlıyoruz. Geminin üst kısmında turladıktan sonra aşağıya mürettebatın olduğu kısma iniyoruz. Burada gemicilik literatüründe ne varsa bulabilirsiniz.
Gemi turunu yapmak oldukça uygun, birkaç bozukluğa bu ziyafeti yaşayabilirsiniz. Gemi turunu tamamladıktan sonra İç Anadolu’nun kuraklığında bu yeşillik deryasını izliyorum. Yapay su göletinin akıntısı, çocukların şen şakrak kahkahaları, ince ince esen rüzgar eşlik ediyor bu izlenimime…
Her karesinde farklı bir ustalık hakim Sazova kültür parkının. Üstelik buraya geldiğiniz de sizi yoğun bir trafik, park sorunu vs beklemiyor. Alanın bakımından dolayı yetkilileri tebrik etmek gerekiyor. Suyun berraklığı ve balıkların mutluluğu buna şahittir..
Sazova’nın kültür yönüne gelecek olursak; bu kısa ziyaretim de küçük bir piyese şahit oldum. Görevlilerden aldığım bilgiye göre, alan çeşitli konser ve etkinliklere bolca ev sahipliği yapıyormuş.
Sazova kültür parkından çıktıktan sonra hemen ileri de sizi Akvaryum karşılar, gezinizi bununla sonlandırabilirsiniz.
Eskişehir de yarım gün de farklı kültür lezzetlerini yaşayabilirsiniz. Odunpazarın’da başlamış olduğum yolculuk sırasıyla adalar ve Sazova’ da sonlandı. Bu yolculuk bana Odunpazarı’nda tarih ve kültürü, adalar da eğlence ve canlılığı, Sazova’ da ise sonradan ne güzel şeylerin inşa edilebileceğini gösterdi. Üstelik kolay ulaşım yolları sayesinde yol, zaman ve paradan tasarruf ettim diyebilirim.
Eskişehir’ den ayrılmadan önce hediyelik eşya olarak lületaşı tesbih ve süslemelerini yine Odunpazarı evlerinde bulabileceğinizi söylemek istiyorum. Tatarların meşhur çiğböreğini ise Hamamyolu‘nda Papağan Çiğbörekçisi‘nde yiyebilirsiniz.
Başka bir yolculuk da görüşmek üzere…
Jolly Tur ile Eskişehir Turları için tıklayınız.