Birçoğumuz için filmler, gündelik hayatımızın döngülerinden kopabileceğimiz bir çeşit kaçış alanı görevi görüyor. Woody Allen ise filmleriyle rutinlerimizi kırmakla kalmıyor; aynı zamanda Avrupa’nın birçok güzel kentini gezme imkanı yaratıyor.
Bu kentlere henüz gitmediysen veya sinema aracılığıyla gittiğin yerleri yeniden keşfetmek istiyorsan dünyaya açılma isteği yaratacak bu Woody Allen filmlerine mutlaka göz atmalısın.
Match Point (2005) – Londra, İngiltere
Baş rollerini Scarlett Johansson ve Jonathan Rhys Meyers’ın paylaştığı bu Ellen eseri, yönetmenin Avrupa kentlerinde gerçekleştirdiği çekimlerin başlangıcı niteliğinde. Zengin bir ailenin etrafında dönen bu hikaye, Londra’nın en seçkin mekanlarında geçiyor. Bu yerler arasında Tate Modern ve Saatchi Müzesi, Royal Opera House, Belgravia ve Pimlico da bulunuyor.
Vicky Cristina Barcelona (2008) – Barselona, İspanya
Bu film, iki Amerikalı arkadaşın (Rebecca Hall ve Scarlett Johansson) Barselona’daki yaz tatilleri esnasında aynı adama aşık olmasını işliyor. Bu filmi izlerken, Joan Miró ve Antoni Gaudí’nin La Sagrada Familia, Casa Milà ve Park Güell gibi sanat eserlerini izlemenin keyfini çıkarabilir; canlı mı canlı La Rambla Caddesi’nde gezebilir ve Montjuïc Tepesi’nin nefes kesici manzarasını da deneyimleyebilirsin.
Midnight in Paris (2011) – Paris, Fransa
Türkçesi “Paris’te bir Gece Yarısı” olan bu film, daha açılışını bile inanılmaz bir Paris turuyla yapıyor. Owen Wilson’ın zamanda geriye dönük olarak gerçekleştirdiği yolculuğu izledikten sonra Fransa’nın başkentine aşık olmamak imkansız. Bu filmle birlikte Paris’in altın çağı olan 1800-1900 yılları arasında gezerken, kentte yaşamış olan efsanevi sanatçıları ve yazarları da daha iyi tanıyacaksın.
To Rome with Love (2012) – Roma, İtalya
Bu romantik komedi filmi, izleyen herkesi İtalya’nın bu muhteşem kentine bir kez daha hayran bırakıyor. Sahne seçimleri arasında Roma Forumu, Trastevere, Trevi Çeşmesi, ve Piazzas Venezia gibi cazibe merkezleri bulunan eser, birbiriyle alakası bulunmayan 4 farklı aşk hikayesini anlatıyor. Filmde bolca görülen Caffe della Pace ise, bir sonraki Roma gezinde kahve içmek için uğraman gereken özgün İtalyan kafelerinden yalnızca birisi.
Sizin en sevdiğiniz Woody Allen filmi hangisi, sizden de film önerileri ve yorumları bekliyoruz.