Türkiye’de keşfedilmeyi bekleyen ya da tekrar tekrar keşfedilesi öyle çok yer var ki… Tarihi, doğal güzellikleri ve yemekleri ile birçok güzelliği bünyesinde barındıran Türkiye’nin kültürel varlıkları, UNESCO Kültür Mirası Listesi‘ndeki sayısını artırmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler bünyesindeki UNESCO listesine giren ve böylelikle hem koruma altına alınan hem de dünyaca bilinen değerler haline gelen kültürel ve tarihi ögelerimiz, keşfedilmeyi bekliyor.
Yazıyı yazarken bazı yerleri hala görmediğimi fark ettim ve Türkiye turu yapmak için kendime güzel bir neden bulmuş oldum. Peki ya siz, bu listedeki kaç yeri gördünüz?
UNESCO Kültür Mirası Listesi
UNESCO Kültür Mirası, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla kuruluyor. Böylece dünya üzerinde bu özelliklere sahip birçok kültürel, tarihi veya doğal güzellikler nesilden nesile aktarılarak varlığını devam ettirebiliyor.
Tarihi Yarımada
UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne giren ilk kültürel varlıklarımız İstanbul’da yer alan ve Tarihi Yarımada olarak adlandırılan Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit Alanı, Süleymaniye Koruma Alanı, Zeyrek Koruma Alanı ve İstanbul Kara Suları Koruma Alanı oldu. Birçok medeniyetin, imparatorluğun, kültürün uğradığı dünya başkentleri arasında yer alan İstanbul, bu yönüyle bir müze konumunda aslında. İstanbul’da görülmesi gereken yerlerin başında gelen bu rotalar, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekerken tüm ihtişamı ile de göz dolduruyor.
Kapadokya ve Göreme Milli Parkı
UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alan ve Türkiye’nin turizm destinasyonlarından biri olan Kapadokya da ülkemizin başına gelmiş en güzel şeylerden biri. Yaklaşık 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu Kapadokya Bölgesi, peri bacaları ve muhteşem bir manzaraya tanık olabileceğiniz balon turları ile dünyaca ünlü rotalardan biri haline geldi. Özellikle Göreme Milli Parkı, herkesin görmesi gereken yerlerden.
*Kapadokya gezilecek yerler için linke tıklayın.
Sivas Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası
Selçuklu mimarisinin dış cephe ve sembolizasyon konusunda ulaştığı en üst nokta olan Divriği Ulu Camii, Türkiye’nin keşfedilesi değerlerinden biri. Mengücekli Beyi Ahmed Şah tarafından yaptırılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış özel bir mimari. Plan tipi ve süsleme olarak benzeri olmayan bir eser olan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Sivas’ın Türkiye’ye bir armağanı.
*Sivas turu keşif deneyimi için linke tıklayın
Hattuşa ve Hitit Başkenti
Geç tunç çağı dönemindeki başkent olan Hattuşa, Türkiye’nin orijinal yerlerinden biri. Çorum’a 82 km uzaklıkta bulunan Hattuşa, Hitit Devleti’ne başkentlik etmiş ve bu dönem ile sanat ve mimarlık alanında gelişme göstermiş. UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Hattuşa’da yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıktı. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulundu.
Nemrut Dağı
Dünyanın 8 harikasından biri olan Nemrut Dağı, Adıyaman’da bulunuyor. Kommagene kralı Antiochus Theos, MÖ 62 yılında bu dağın tepesine, pek çok Yunanve Pers tanrısının heykelinin yanı sıra kendi mezar-tapınağını da yaptırdığı Nemrut Dağı’nın muazzam bir görüntüsü var. Özellikle gün doğumu ve gün batımında efsaneleşen Nemrut Dağı da Türkiye’nin UNESCO Kültür Miras Listesi’ndeki değerlerinden.
*Nemrut turu için keşif deneyimlerini okumak için linke tıklayın
Pamukkale ve Hierapolis Milli Parkı
Denizli’de bulunan Pamukkale, bembeyaz travertenleri ile bir efsane desem yeridir. Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanıyor. Kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri içeren travertenleri ile dünya üzerinde bir eşi sadece İtalya’da bulunan Pamukkale ve Hierapolis Antik Şehri, Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
*Pamukkale Hierapolis Antik Şehri gezisi için tıklayın.
Ksanthos ve Letoon
Fethiye yakınlarında yer alan Letoon Antik Kenti, Şair Ovidius’un anlattığı bir öyküye göre kent, Zeus’tan hamile kalan Leto’nun adına kuruluyor. Kentte en eski yerleşim izleri M.Ö 7. yüzyıla kadar gider. Kalıntılar ve ele geçen kitabeler buranın dinsel ve politik bir alan olduğunu gösteriyor. Ören yeri merkezinde yan yana üç tapınak bulunuyor. Bunlardan en kuzeydeki Leto, ortadaki Artemis, güneyindeki Apollon’a adanmıştır.
*Dünyanın en güzel yürüyüş rotalarından biri olan Fethiye’nin de yer aldığı Likya Yolu Yürüyüşü için tıklayın.
Safranbolu
Evleri ile dikkat çeken ve adeta simgesel bir anlamı olan Safranbolu da Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. 1950’lerde Anadolu’da gerçekleşen modern şehirleşmeden fazla etkilenmeyen ve bu nedenle mimari gelenekleri, özellikle yarı ahşap, üç odalı Pontian Yunan stilinde depreme dayanıklı evleri korunarak günümüze gelen Safranbolu, içerisindeki Yörük Köyü ile de UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne dahil edildi.
*Safranbolu gezisi için tıklayın
Truva Antik Kenti
Çanakkale demek Truva demektir. Çanakkale merkezde yer alan Truva atı en çok bilindik sembol olsa da aslında Truva Antik Kenti, UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alan ve herkesin görmesi gereken bir yer. Çanakkale merkez ilçesini bağlı Tevfikiye köyünün batısında yer alan Hisarlık Tepesi’nde bulunan Truva Antik Kenti’nin adı, Homeros tarafından yazıldığı sanılan İlyada da geçmekte. Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kent, 1870’lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilip gün yüzüne çıkartılmıştır.
Selimiye Camii ve Külliyesi
Edirne’de görülmesi gereken hatta direkt olarak Edirne’nin olmazsa olmazı olan Selimiye Camii bir Mimar Sinan eseri. Osmanlı padişahı II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı cami olan ve işçiliği ile büyüleyen Selimiye Camii, Türkiye’nin ikonik sembollerinden de biri konumunda. Yaklaşık 80 yaşına yakınken yaptığı bu yapı için Mimar Sinan ‘Ustalık Eserim’ demiş ve Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından birini ortaya koymuştur.
*Edirne gezi rehberi için linke tıklayın
Çatalhöyük
Yaklaşık 10 binlik geçmişi bulunan Çatalhöyük Konya’da yer alıyor. Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeri olan Çatalhöyük, Türkiye’de keşfedilmesi gereken arkeolojik rotalardan biri. Özellikle neolitik yerleşimin genişliği, barındırdığı nüfusu, oluşturduğu güçlü sanat ve kültür geleneği ile son derece dikkat çekicidir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük ayrıca ilk tarımcı topluluklardan da biri olma özelliğine sahip.
Cumalıkızık
Marmara Bölgesi’nde yer alan güzelliklerden biri Cumalıkızık. Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle olan Cumalıkızık, Uludağ’ın kuzey eteklerinde kurulu 5 Kızık köyden biri. Kuruluşu 1300’lü yıllara uzanan Cumalıkızık tarihi dokusunu çok iyi korumuş ve otantik bir rota. Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örneklerini görebileceğiniz yerlerden biri. Özellikle Cumalıkızık turları ile burayı keşfetmeye gelen turistlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.
*Cumalıkızık turu ile bu keşif deneyimini okumak için tıklayın
Bergama Antik Kenti
Antik çağda adı Pergamon olan Bergama, İzmir’de yer alan tarihi değerlerimizden biri. İsmini mitolojiye göre Neoptelomos ile Andromakhe‘nin oğlu Pergamos‘tan alan şehir İzmir‘in 100 km kuzeyinde Bakırçay Havzasında yer alan 2800 yıllık tarihi geçmişe sahip. Bergama Antik Kenti, uygarlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden birisi olarak biliniyor. Eski çağlarda Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biri olan Bergama, Pergamon Krallığı’nın başkentlik etmiş Bergama, krallık döneminde saray, tapınak, tiyatro gibi yapılara sahip olur. Krallığın Roma’ya bağlanmasının ardından Batı Anadolu’nun sayılı kentlerinden biri olarak kalan Bergama, Türkiye’nin değerlerinden biri olarak mutlaka görülecek yerler arasındaki yerini de böylece alır.
*Bergama gezi rehberi için tıklayın
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri
Diyarbakır’ın tarihi bölgesi olan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri de UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Milattan önce 3 binlere dayanan geçmişi ile doğunun gizemini kucaklayan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, içinde barındırdığı Helen, Latin, Süryani, Ermeni ve Arap dillerindeki yazıtlarla açık hava müzesi konumunda. Tarih boyunca kaleyle bağlantısı olan Hevsel Bahçeleri ise Asurlulardan günümüze, şehrin yiyecek ihtiyacını karşılayan önemli bir doğal alan olarak biliniyor.
Efes Antik Kenti
İzmir’in Selçuk İlçesinde yer alan Efes Antik Kenti, UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer aldığı kadar “Dünyanın Yedi Harikası”ndan biri olan Artemis Tapınağı’na ve dünyaca ünlü Selçuk Meryem Ana Evi’ni de bünyesinde barındırıyor. Ayrıca Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Camii, Artemision) gibi tarihi ögeleri de bünyesinde barındırıyor. Antik dönemin en önemli merkezlerinden biri olan Efes Antik Kenti, tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel ve ticari merkez olmuştur. Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında alan ve her yıl yüzlerce turistin ziyaret ettiği Efes Antik Kenti Anadolu uygarlıklarının kültürünü yansıtan önemli değerlerimizden biri.
*Efes gezi rehberi için linke tıklayınız.
Ani Arkeolojik Alanı
Son yıllarda hem Kars hem de Doğu Ekspresi ile Kars’a gitmek oldukça revaçtaydı. Bu sene de Kars’a gitmek yine popüler olacağa benziyor. Türkiye ve Ermenistan sınırında yer alan Ani Arkeolojik Alanı da bu yolculuğu efsaneleştiren güzelliklerden biri oluyor elbette. Erken demir çağından 16. yüzyıla kadar yerleşimin sürekli olduğu, Orta Çağ’ın şehircilik, mimarlık ve sanat açısından gelişiminin tüm zenginlik ve çeşitliliğinin bir arada görüldüğü İpek Yolu üzerinde yer alan bu bölge, UNESCO tarafından koruma altına alındı. Anadolu ve Kafkasya’nın kültürel mirası olan Ani Harabeleri’ni hala görmediyseniz, en kısa zamanda mutlaka görmelisiniz.
*Kars gezisi için bu yazıdan bilgi alabilirsiniz.
Afrodisias
Adını, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite’den alan Aydın’daki Aphrodisias Antik Kenti, tarih boyunca, içinde bulunduğu nehir havzasının doğal özelliklerinden beslenmiş ve Antik Dönem’deki en büyük zenginlik kaynağı mermer ocakları olmuş. Geç neolitik çağa kadar uzanan geçmişiyle Aphrodisias, eşsiz mermerleri ve mermer işçiliği ile benzersizleşiyor. Mermer ocaklarının kente yakın olması, Aphrodisias’ın bu kenti heykel sanatı için yüksek kaliteli bir üretim merkezi haline getirmesindeki önemli bir etmen oluyor. Aphrodisias Antik Kenti’nin öne çıkan bölümü tiyatro alanı. Kazılarda ortaya çıkarılan tiyatronun sahne yapısının duvarlarındaki yazılarda, Caesar’ın, Aphroditeye hediye ettiği altın bir Eros heykelinden de söz ediliyor. Dolayısıyla bir ihtimal, Caesar bu kente uğramış olabilir.
Göbeklitepe
2018 senesi ile aldığımız müjdeli bir haber oldu Göbeklitepe‘nin UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmesi. Şanlıurfa’da yer alan ve insanlık tarihinin en eski tapınağı olan Göbeklitepe, neolitik döneme ait bir tapınak. İnsanlık tarihindeki ilk inanç merkezi olarak bilinen ve bugün dünya çapında bir üne sahip olan bu arkeolojik alanda şimdiye kadar 6 tapınak gün yüzüne çıktı. Günümüzden tam 12.000 yıl önce inşa edilen Göbeklitepe, bilinen en eski yapıtın bulunduğu Malta’daki tapınaktan tam olarak 7500 yıl daha eski. Yine eski tapınaklardan biri olarak tanıdığımız ve İngiltere’de yer alan ünlü tapınak Stonehenge‘den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski bir tapınak. Yani neredeyse 5000 yaşında…
*Göbeklitepe hakkında yazılmış detaylı bilgilere linkten ulaşabilirsiniz.
*Jolly ile kültür turlarına katılmak için tıkla