Termalin Başkenti Afyon

Afyonkarahisar, coğrafi literatürde Ege sınırların da yer alsa da, bir yüzü İç Anadolu’ ya dönük olan şirin; soğuğunu termal kaplıcalarıyla kapatan bir şehir..

Afyon, tarihten günümüze değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıklar Afyon’a farklı desen ve mozaikler inşa etmiştir diyebiliriz. Öyle ki sırasıyla: Hitit, Frigya, Lidya, Persler Afyon topraklarında uzun yıllar hakimiyet kurdular. Büyük İskender ve Roma boyunduruğundan sonra Afyonkarahisar toprakları, Karahisar adını veren Karaşar Türkleri tarafından Selçuklu hakimiyetine geçirildi. Tarihi bilgileri bu denli yoğun olan topraklar, günümüzde Eskişehir, Konya, Kütahya illeriyle omuz omuza Anadolu’ da bulunmaktadır.

Afyon ilimize Eskişehir üzerinden seyahat etmek isteyen seyyahlarımız Arog filminin çekildiği tarihi anıtları görebilir diyor şehrimizi tanıtmaya başlıyoruz.

Nam-ı değer Afyon Kalesi, ünlü rock şarkıcısı Kıraç’ın dizelerinden yıllarca ‘Karahisar kalesi’ nidalarıyla aktarıldı. Belki de birçok kişi popüler kültürün aktarımıyla bu güzellikten haberdar oldu. Sizleri, kalenin tarihine hapsetmeden güzelliğini fotoğraf karesinde aktarıyorum.

Afyon Kalesi, şehre hakim bir nokta da ve nereye giderseniz gidin karşınıza çıkıyor. Yerden bilmem kaç metre yükseklikte dalgalanan Türk bayrağı ise gurur kaynağımız. Kaleye çıktığınızda yerel halkın söylediğine göre 5 ile 7 yıl arası Afyon’ da kalıcı oluyormuşsunuz. Çıkarken iki kere düşünün derim..

Afyon kalesini aktardığımız fotoğraf karesi Anıtpark diye tabir edilen bir noktadan çekildi. Başta aktardığım gibi bir yüzü İç Anadolu’ ya dönük olan Afyon’ da, yeşilliği yakalamak zor ancak bu park kale ile şehrin buluştuğu en güzel ve en yeşil nokta.

Anıtpark içerisinde Mustafa Kemal Atatürk’ün bir anıtı bulunuyor. Şehirde miting ve siyasi organizasyonlar bu alanda yapılmaktaymış diyor ve yolun hemen karşısında ki Zafer Müzesi‘ne atlıyoruz.

Zafer Müzesi, klasik Osmanlı tarzını yansıyan işlemelerle şehrin göbeğinde ışıl ışıl parlıyor benim gibi tarih severlerle.. Başkomutanlık Meydan Muhaberesi’ nin planlandığı, taarruz emrinin verildiği yerdir Zafer Müzesi.. Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak kurtuluş savaşı döneminde bu binada kalmış ve önemli kararlara imza atmışlardır. Bir nevi bu bina, Kurtuluş Savaşı’ nın karargahı niteliğindedir.

Binamız 1985 yılında gerekli işlemlerden geçirilerek müze haline getirilmiştir.

Anıtpark’ dan ayrıldıktan sonra şirin ilimizde yaya olarak gezmeye devam ediyoruz. Afyon’da hayat iki üç cadde arasına sıkışmış gibi duruyor. Afyon’un termal gücü Gazlıgöl’e gitmeden önce şehir içerisindeki tarihî mekanları sizinle paylaşmak istiyorum.

Afyonda iki büyük cami bulunuyor: Birincisi 1277 yılında yapılmış olan Ulu Camii‘dir. Hıdırlık tepesine yakın olan cami Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. İkinci camimiz ise 1472 yılında yapılan İmaret Camisi’dir.

Fatih Sultan Mehmet’in veziri Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tek minaresi ve tek şerefesi vardır.

İmaret Cami’nin biraz ilerisinde Arkeoloji Müzesi karşımıza çıkıyor. Attığımız her adım tarihten bir nükte konduruyor bizlere.

Afyon’u tepeden tırnağa süzen Hıdırlık Tepesi bulunduğumuz caddenin sonunda. Yaz aylarında mesire olarak gün boyu Afyonluların uğrak yeri olan tepe, oldukça güzel görünüyor.

Şehir merkezinde belirli aralıklarla birçok minare bulunuyor Afyon’da… Bazen öyle caddeler çıkıyor ki karşınıza kendinizi eski bir Osmanlı kasabasında hissediyorsunuz. Bu bir anlamda ilimizin, tarihi kokusunu yitirmediğini gösteriyor. Bu hissiyatı yaşayacağınıza eminim.

Tabi sarıları görmezden gelmeniz gerekiyor :) Afyon’ da son tarihi ziyaretimiz Anıtkaya Şehitliğine oluyor. Esasında tarihi mahiyetten çok manevi özelliği ağır basıyor şehitliğimizin.

1922 Muharebesinde 13. ve 20. Alay Şehitleri anısına yapılmıştır. Şehitlikte her yıl 28 Ağustos’ ta anma törenleri düzenlenir. 12 subay ve 6 erin yattığı şehitlik 1924 yılında yaptırılmış 1972 yılında yenilenmiştir.

Biraz hüzün kaplıyor yüreğimizi… Şehitlikte değişik hissiyatlar yaşıyor ve minnetle, derince yutkunuyoruz..

Afyonkarahisar’ dan Gazlıgöl’e doğru yol almadan önce Anıtpark civarında midenize hitap eden alışverişler yapabilirsiniz, Afyon’un kaymağı ve lokumu meşhur olmakla birlikte Cumhuriyet sucukları şiddetle tavsiye edilir.

Gazlıgöl yolu üzerinde Ahmet Necdet Sezer Kampüsü çıkıyor karşımıza. Kampüs oldukça güzele benziyor ve bir çay molası veriyoruz.

Ve huzurlarınızda termalin can damarı Gazlıgöl. Reklamını henüz yeni yeni yapabilen Gazlıgöl doğal kaynakları, konaklama imkânları ve şifa deposuyla misafirlerini bekliyor.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Gazlıgöl, sadece bir alan üzerine inşa edilmemiştir. Yani belde merkezinin dışarısıda değişik mekanlara ev sahipliği yapıyor. Attığınız her adımda her keseye uygun devremülk ilanları gözünüze takılıyor.

Gazlıgöl’ de geçireceğiniz bir gün, uzun yorgunlukların en pratik çözümü… Eğer kronikleşmiş rahatsızlıklarınız varsa bunların tedavi yöntemleri de uygulanıyor. Üstelik son teknoloji ürünleri ve sistemlerle cazip fiyatlara.

Afyon’da tarihi bir yolculuk yapıp bu yolculuğu Gazlıgöl’de taçlandırıyoruz. Bizi manevi açıdan doygunluğa ulaştıran bu yolculuğu sizlere de tavsiye ediyorum.

Bir başka yolculukta görüşmek ümidiyle…

Jolly Tur ile Afyon Termal Turlar için tıklayınız.

Ucundan tutmak istedim edebiyati.. Bir parçasi olmak kağidin, kalemin.. Eskisehirliyim, Bursa da ikamet ederim.. Lisede girdi zehir ruhuma, o gün bugün gördüklerimi kalemle resmederim..

1 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir