Taxi Driver Filmiyle New York Sokakları

Ünlü yönetmen Martin Scorsese‘nin kült filmi Taxi Driver (Taksi Şoförü) psikolojik derinliğiyle öne çıkarken, 70’lerin New York‘unda sana bir keyifli gezinti yaptırıyor.

Bir yanda gencecik bir Robert De Niro… Diğer tarafta güzelliğiyle baş döndüren Cybill Shepherd ve henüz çocuk yaşlarında (14 yaş) bir Jodie Foster. Fonda ise birbirinden renkli New York ve Manhattan sokakları, bina ve gökdelenleri…

1976 yapımı Taxi Driver Martin Scorsese’nin en çok ses getiren filmlerinden biri olmasının ötesinde, dönemin ABD’sinin ruhunu da başarıyla yansıtıyor. Vietnam Savaşı sonrası ruhsal çöküntü yaşayan bir savaş gazisinin adım adım bir sosyopata dönüşme süreci anlatılıyor. Filmi özel yapan ise oyunculukları, kurgusu ve etkileyici sahneleri.

“Vietnam Sendromu” olarak adlandırılan ve Hollywood yapımlarında sık sık işlenen bu durum, geceleri taksi şoförlüğü yapan Travis Bickle (De Niro) özelinde gerilimli bir senaryoya dönüşüyor. Bu dönüşümü izlerken New York’un kimi ışıltılı, kimi ıslak ve karanlık sokakları, caddeleri, bulvarları sana eşlik ediyor.

Manhattan’ın merkezi lokasyonu Times Square Meydanı ve bağlantılı caddeleri olan Batı 42. Cadde ile ünlü Broadway Bulvarı, Travis’in hem taksisiyle hem de yaya olarak dolaştığı güzergahlar olarak öne çıkıyor.

Travis’in taksisi içinde New York’un 3. 7. 8. 45. 47. 57. ve 58. caddelerini dolaşırken bir parça 70’ler nostaljisi yaşayacak, bir parça da Amerikan kent yaşamına yolculuk yapacaksın. Tabi New York’un en ünlü caddesi 5. Cadde‘ye ve finale doğru miting sahnelerinin olduğu Central Park çevresine de uğrayacaksın.

Betsy‘nin (Cybill Shepherd) çalıştığı kampanya ofisinin bulunduğu Broadway ve Batı 63. Cadde‘nin kesiştiği nokta, filmde en çok kullanılan mekanlardan. Betsy ve Travis’in birlikte yürüdükleri cadde ve yemek yedikleri kafe, filmin romantik sahneleri olarak aklında kalacak.

New York’un simgesi niteliğinde olan rengarenk, geniş ve birbiriyle muntazam bir şekilde bağlanmış caddeler, filmin hemen hemen her sahnesinde seni kendisine hayran bırakıyor. Kaldırımlardaki yangın muslukları ve havalandırma mazgalları, metro durakları, büfeler, ünlü mağazaların vitrinleri, restoranlar, tiyatro ve sinemalar, lüks otellerin girişleri ve Wall Street Caddesi‘nde yoğunlaşan iş merkezleri ile New York, Travis’in taksisinin camlarından sana keyifli bir seyirlik sunuyor.

Taxi Driver, psikolojik gerilimi gerçekçi New York görüntüleri ile harmanlıyor. Film, kent içinde yabancılaşan, yalnızlaşan bireyi anlatırken New York’u da adeta bir başrol oyuncusu gibi senaryoya dahil ediyor. Elbette bu noktada üstad Scorsese’nin payı büyük. Hemen bir New York seyahati planlamak için sabırsızlandığını biliyorum. Jolly Tur’un seçeneklerini inceleyerek seyahatini planlamaya başlamadan önce minik bir New York provası yapmak için Taxi Driver’ı izlemeyi unutma! :)

Hem öğrenci hem gezgin... En büyük tutkusu gezdiği yerlerden küçük hatıralar alıp onlar için küçük hikayeler yazmaktır. Hedefi 30 yaşına kadar 100 şehir görebilmek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir