Nepal…
Uzun bir yolculuktan sonra nihayet geldik ve hayal ettiğimiz Nepal…
Herkesin gitmek istediği gittiğinde hayata başka bir türlü bakacağına inandığı baharat kokuları yanında kalabalık, ses, telaş ve mutlu bakışların şehri Kathmandu’dayım.
Hep hayal edilen ve planlanan ama bir türlü gidilemeyen yerdeyim…
Hem telaş içindeyim hem de heyecan… Nereden başlasam dediğim şehirdeydim nihayet…
Kathmandu,Nepalin en büyük şehri… Şehrin en büyük zenginliği Nepal deyince aklımıza geliveren Bouddhananth ve Swayambhunath Tapınağı (Maymun Tapınağı Şiva – Pashupatinath Hindu Tapınağı ) tabii ki…
Eşyalarımızdan kurtulur kurtulmaz ilk yaptığımız yürüyerek ulaşacağımız Durbar Meydanı‘na gitmek ve şehrin sokaklarını keşfetmek oldu herkes gibi… Katmandu‘da otel bölgesine genel olarak “thamel” deniliyor ve yol boyunca her otelin altında keyifle alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar bulunuyor.
Eski Saray ve Meydan çiçek satan, üzerinde canlı renkli sariler giymiş, kolarında renkli bilezikleri şıngırdayan ve kulaklarında gözleri gibi ışıltılı küpeler takmış güzel bakışlı kadınlarla daha bi güzel… Satıcıların ürünleri ya tezgahlarda ya da yerlerde… Her an yanınızdan bir inek sessiz sedasız geçebilir ve ne oluyor dediğiniz anda bir inek pisliğine basmanız an meselesi… Bir anda kendinizi kalabalığın ortasında bambaşka bir dünyada bulacaksınız.
Katmandu’da nereye baksanız başka bir renk, başka bir sanat eseri… Tam da fotoğraflık dediğiniz bir sürü “an” olacak ve işte tam o sırada yapılması gereken sadece bir yer bulmak ve sakince seyretmek belki de…
Geçen ”inekleri” telaş içinde koşan insanları, Meydanın güvercinlerini, ara ara çalan çanları duymanın vaktidir dedim ve kendime merdivenlerin olabildiğince yukarılarında meydanı en tepelerden görebildiğim, keyif aldığım basamaklara bırakıverdim…
Ne güzel işte buradaydım. Hep istediğim olmak istediğim yerde… Yaşlanmak istediğim, keyifle gülümseyeceğimi düşündüğüm Nepal’ deydim. Birkaç kare çekmek yerine mekandaki güzel sesleri dinlemek keyiflerin en güzeliydi.
Kathmandu’ya dair çok okuyup çok hayal ettiyseniz ben gibi, sanki hep oralarda yaşamışsınız da yine yeniden dönmüşsünüz hissi her an insanı sarmalayabilir. Sabah saatlerinde gitmenizi önereceğim Maymun Tapınağı‘na mümkün ise basamakları kullarak gidin. Birçok tur arka taraftan araçlar ile ulaşım sağlasa da benim önerim sabah saatlerinde ”thamel”den yola çıkmanızdır keyifli olan.
Yürüyerek 1 saat gibi sürede tapınağın ilk basamağında olmak… Basamakları yürüyerek çıktığınızda günahlarınızdan arınacağınıza dair bir inanç söz konusu. Basamaklar dik ve her basamaktan sonra manzara değişiyor. Tapınağa çıkmak hayata başka bir türlü bakmak için yeni bir fırsat… Nefes almak için, durup hani ne yapıyorum ben dediğimiz anlar gibi. Geriye baktığımda ardımda dimdik alınmış bir yol, kafamı çevirdiğimde yükseldiğim bir mekan ama yoluma baktığımda daha çook var hissi…
Nefesim kesildi kesilecek derken sakin bir ses usulca 200 rupi istediğinde bu parayı verirken nasıl da mutluydum anlatamam. Sakince daha büyük bir adım ve tapınaktayım. Ayini kaçırmak istemiyorum. Budistler şahane bir ayin yapıyor. Ayin bittiğinde tapınağın mumlarının yeniden doldurulması için yardım ediyorum.
Hep kalsam ben burada diye diye,gülümseyerek mumları kaselere doldurduğum anlar hayatımda hatırladıkça beni gülümsetecek… Dua çarklarını saat yönünde yine geleneksel duam ile döndürüp bu defa yolumu Bouddhanath‘ a çeviriyorum. Bir taksiye biniyorum… Yavaş yavaş çıktığım merdivenlerden daha büyük bir keyif ile neşe içinde iniyorum.
Bouddhanath tek kelime ile şahane bir mekan… Görülesi… Etkileyici… Şahane fotoğraflar çekebileceğiniz şehrin sembolü Küçük Tibet ve şehirde görüp herkesin sadular ile fotoğraflar çektirdiği mekan Şiva – Pashupatinath Hindu Tapınağı…
Tapınak kutsal sayılan Bagmati Nehri‘nin kıyısında…
Hindular bildiğiniz gibi ölülerini yakmakta… Ne yaman çelişkidir ki içimi sızlatan, paylaşmadan geçmek istemediğim bir töreni görünce göz yaşlarımı tutamadım. Nepal’ deydik ve Hindular yakılıyordu. Tamam da neden iki ayrı iki bölme vardı? Öğrendim ki kast sahibi kişiler yani bütçesi iyi olanlar sandal ağacı ile yakılırken ekonomik durumu iyi olmayanlar ise normal ağaçlar üzerinde yakılmaktaydı. Hani Nepal’ deydik, hani gülümseyen ve her şeyi parayı, zenginliği, kapitalizmi geride bırakmıştık? Dünyanın neresine gidersek gidelim maalesef ekonomik sınıflar görülür oldu.
Hüzünden sonra bir nefes almak bir sakinleşmek ve kendime bir güzellik yapma vakti dedim ve Katmandu kalabalık olmasına rağmen şehrin orta yerinde gizli kalmış Secret Garden gerçekten onca sesin arasında gizli bir sığınak oldu bana. İçinde keyifle kahvenizi içip çimlerinde kitap okuyabilirsiniz. Hemen karşısında ise şahane pizza yiyebileceğiniz meşhur bir pizzacı da alternatif olabilir.
Katmandu benim için hala her şeye rağmen yaşanılası ve yaşlanılası şehir… Keyifle adımlamanız ve gülümseyerek hatırlayacağınız “an” lar biriktirmeniz dileği ile…
Jolly Tur ile Nepal Turları için tıklayınız.
Resimler süper. Iyi gezmeler