Merhaba,
Geçtiğimiz yaz ilk Yunan Adası tecrübemizi Rodos ile yaşadık. Sosyal medya hesaplarımızı takip ediyorsanız bol bol fotoğraflarını sizlerle paylaşmıştık. Şimdi gelelim bu meşhur Rodos nasıl bir yer? Nasıl gidilir? Ne yenir içilir? Gezilecek yerleri nedir? Size tüm Rodos tecrübelerimizi aktaralım istiyorum.
Her zamanki gibi hap bilgilerle başlayalım;
- Saat farkı falan yok. Saat dilimi bizimle aynı.
- Para birimi euro (EUR). 1 EUR = 3.3 TL bu günlerde maalesef :(
- Türkiye’den Feribot veya Atina üzerinden uçakla gidebiliyorsunuz.
- Ada diğer yunan adalarına göre epey büyük. Merkez dışını da görmek isterseniz araç veya motorsiklet şart. Detayları aşağıda..
- Rodos’u gezmek için 3-4 gün yeterli. Deniz tatili ise size kalmış :)
- Fiyatlar EUR olmasına rağmen genel olarak Türkiye’den ucuz.
- Vize istiyor, Shengen’iniz olmalı veya kapı vizesi alabiliyorsunuz.
Öncelikle Rodos’a gitmek için 2 yol var ya feribot ya uçak kullanabilirsiniz. Feribot için Yeşil Dalyan firmasının Fethiye’den kalkan feribotlarına veya Marmaris’ten kalkan Marmaris Ferry‘nin fetibotlarına binmeniz gerekiyor. Uçak ise Atina üzerinden Yunan havayolları ile gidebilirsiniz.
Biz Fethiye’den gidenlerdeniz. Fethiye limanından Yaklaşık 1.5 saatlik bir yolculukla Rodos’a ulaşıyorsunuz. Feribot fiyatı zamanına göre değişmekle birlikte gidiş dönüş ortalama 60-70 EUR civarında. Bu yol Marmaris’ten binerseniz ortalama 40 dakika sürüyormuş. Fethiye’den sabah 9 civarı Hidrofil tipi feribota biniyor ve yola koyuluyoruz. Feribot daha önce belki görmüşsünüzdür uçuyor gibi yol alan ilginç bir gemi.
Bu değişik tecrübeden sonra saat 10.30 civarı Rodos limanında indik. Burada bizi bekleyen gümrük işlemleri var. Rodos’a gitmek için halihazırda bir Shengen vizeniz olması gerekiyor. Eğer Shengen vizeniz yoksa sadece Yunan adaları için geçerli olan kapıda vize seçeneğini de kullanabilirsiniz. Kapıda vize işlemlerini feribot bileti aldığınız acentalar sizin adınıza yapıyorlar. Yunan adaları için kapıda vize yazısında bu işlemleri nasıl yapmanız gerektiğini anlattık.
Burada da gümrük işlemleri maalesef biraz uzun sürüyor. Gümrük işimizi hallettikten sonra artık Rodos’tayız. Yukarıda araç kiralamaktan bahsetmiştim. Limandan çıktığınız gibi hemen karşıda araç kiralama firmaları var fakat bunlar malumunuz ilk durak olduklarından normalden biraz daha pahalılar. Yeni şehir içindekilerden kiralarsanız 5-10 EUR daha ucuza kiralayabiliyorsunuz. Bizim oteldeki kiralama deskinde Micra, Clio ayarında arabalar için günlük 40 EUR civarındaydı. Merkezde daha da uygun.
Biz öncelikle eşyalarımızı bırakmak için otelimize gittik. Kaldığımız otel eski şehre 5-10dk yürüyüş mesafesindeki Lomeniz Hotel‘di. 3 yıldızlı ama epey büyük ve plaja 2 dakika yürüyüş mesafesinde bir otel.
Otele eşyalarımızı bıraktıktan sonra ilk hedef motorsiklet kiralamak. Bu anlamda size tavsiyem eğer ehliyetiniz var ise ve motor kullanabiliyorsanız Rodos’u motorla gezmeniz. Çünkü şehir merkezinde epey trafik oluyor. Sokaklar da çok dar ve hep tek yön. Motosiklet avantajınız olacaktır. Biz motoru otelin hemen yanında ara sokaktaki Giannis Rent a Moto’dan kiraladık. 125cc Kymco Agulity için 1.5 günlük 25 EUR verdim. Mekanın sahibi Maguris diye bir arkadaş ve çok yardımcı oluyor. Kendinizi kazıklanmak üzere olan bir turist gibi hissetmiyorsunuz. Facebook sayfasından iletişime geçebilirsiniz. Selamımı söyleyin :)
Hadi ufaktan Rodos, gezilecek yerlerin bir üzerinden geçelim;
- Old City (Eski Şehir merkezi)
- Grand Master’s Palace (Büyük Üstadın Sarayı)
- Arkeoloji Müzesi
- Şovalyeler Caddesi
- Hipokrat Meydanı
- Rodos Akvaryum
- Mandraki Limanı
- Acropolis of Rodos
- Osmanlı’dan kalma cami ve kütüphaneler
- Türk Kahvehanesi
- Lindos
Burada yazdığım mekanların birçoğu eski şehir merkezinde, yani özellikle aramanıza gerek yok zaten biraz yürüyünce muhakkak karşınıza çıkacaklar. Biz de ilk gün hava çok sıcak olmasına rağmen ufak bir tur ile keşif yaptık, detayları sonraya bırakmak şartıyla :)
Bu eski şehir ve yeni şehir turundan sonra ilk gece hedef akşam yemeği için Yunan Taverna’sı Romeo. Bu Romeo denen mekan Rodos eski şehir merkezinde müzik yapan tek yermiş. Sahnede sesi çok güzel ve beyefendi bir abimiz sizi bütün gece yunan müziğine sirtakiye doyuruyor. Bizim gibi Türk misafirleri görünce de bizden şarkılar da patlatıyor. :)
Biz grup olarak gittik, kişi başı limitsiz herşey dahil 35 EUR verdik. Siz, gittiğinizde muhakkak pazarlık yapın. Çekinmeyin, burada da işliyor bu işler :)
Old City ( Eski Şehir Merkezi )
Yukarıdaki listede yer alan Grand Master’s Palace, Şovalyeler Caddesi, Arkeoloji Müzesi, Hipokrat Meydanı, Cami ve Kütüphane, Kahvehane gibi yerlerin tamamı Old City diye adlandırılan surlarla çevrili bu alan içerisinde yer alıyor. Dar sokakları ve harika korunmuş mimarisiyle bu şehirde gezerken her köşebaşından sanki bir atlı çıkıverecekmiş gibi geliyor insana :)
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, Arkeoloji Müzesi’nin meydanının hemen köşesinde Cafe Auvergne’ye muhakkak uğrayın derim. Birkaç yüzyıllık çınarın altında harika bir avluda serin serin oturuyor ve buzlu içeceklerinizin keyfini sürebiliyorsunuz.
Rodos Akvaryum
Burası aslında 12 adalar civarında yaşayan deniz canlılarını araştırmak için kurulan bir enstitü ve deniz müzesi. İçeride Akdeniz fokları, yengeç türleri, köpekbalıkları gibi çeşitli canlıları sergiliyorlar.
Biz girdik mi? Tabii ki müze gezmeyen bir çift olarak girmedik ve onun yerine denize girmeyi yeğledik :)
Mandraki Limanı
Bu liman Rodos Eski Şehrin hemen giriş kapısının karşısında yer alıyor. Rodos’u dünyaya bağlayan kapı olarak da biliniyor. Hani şu yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından biri Rodos Heykeli (Colossus Of Rhodes) işte tam da burada bulunuyormuş ama şuan hiçbir eser yok. Yakın zamanda çıkan bir haberde bu heykelin tekrar inşa edileceği yazılmıştı. Harika olabilir.
Acropolis of Rodos
Diğer eski Yunan şehirlerinde olduğu gibi tepedeki şehir anlamına gelen Acropolis Rodos’ta da var. Fakat buradaki pek de korunmuş ve bu zamana kalmış değil. Az sayıda harabeden oluşan bu yer Rodos adasının hakim bir tepesinde yer alıyor.
Bu şekilde gezilecek yerler dedik ama Rodos aslında yaşanacak bir yer. Mahrumiyet olmayacak kadar büyük ama bizim gibi şehirlerde kalabalıklar içinde yaşayanlar için harika bir sayfiye yeri, epey de ucuz. Biz Cerenle bu saatten sonra Ege’nin batı kıyılarında rant kurbanı olmuş, otoparka bile 40 tl ödediğin yerlere değil de bu adalara gitmeye karar verdik. Çok daha ucuza, harika koylarda denize girebilir, tatilinizi yapabilirsiniz.
Rodos’un koyları yazısını da yakın zamanda yazmayı planlıyorum.