Maşukiye adını bilen olduğu kadar bilmeyen de olabilir. Baharla birlikte canlanan doğa ile baş başa kalabileceğiniz, ormanların içinde dolaşarak toprağa ayak basabileceğiniz, tertemiz havasını soluyup su ve kuş sesleriyle haftanın yorgunluğunu atabileceğiniz eşsiz bir yer Maşukiye gezisi içeren bu yazıyla metropol yaşamından kısa sürede kurtulup doğayla iç içe olabilirsiniz.
Şehirli insanlar olarak zaman zaman şehrin gürültüsünden uzaklaşıp sakin bir yerlere gitmek ihtiyaç artık bizler için. Bu ihtiyaçla tüm aile yola çıkarak uzun zamandır merak ettiğimiz bir cennete uzanıyoruz. Zamansızlık nedeniyle günü birlik gezilerin bile lüks olduğu günümüzde özellikle İstanbul, Adapazarı, Kocaeli, Bursa, Ankara illerinde oturanların tercih ettiği Maşukiye’de sınırsız bir keşfe çıkıyoruz.
Maşukiye
Hem Sapanca Gölü‘nün kıyısında hem de Kartepe zirvesinin eteklerinde olması nedeniyle her mevsim farklı güzellikler sunuyor misafirlerine. Yöre temiz havası 20 den fazla farklı rengin sayılabildiği sık bitki örtüsüne sahip coğrafyası, yürüme alanları, şelale, çağlayan ve pınarları, su sesine karışan kuş sesleri ile adeta cennet bahçesi görünümde.
Maşukiye denince akla gelen ilk şeylerden biri de alabalık. Zaten bölgenin adı da ‘alabalık vadisi’. Fırında mantar ve güveçte köy peyniri de buranın özel yemeklerinden. Ama çoğunluk buraya kiremitte alabalık yemeye geliyor. Bizde farklı bir seçenek düşünmeden kiremitte alabalık sipariş ediyoruz. Dere kenarında fonda ki kuş sesleri eşliğinde huzurlu bir yemek yiyoruz.