Kos, Ege’de bulunan Yunan Adaları içerisinde tatil yapabileceğiniz, sakin insanları ve dingin dokusuyla Kos Adası, nam-ı diğer İstanköy, kısa bir feribot yolculuğu ile ulaşabileceğiniz uzaklıkta sizleri bekliyor. Bodrum’un hemen karşısında, Anadolu’ya yaklaşık 8 mil uzaklıkta yer alan, bu şirin ve sakin bir Yunan adası… Hipokrat’ın memleketi olması ile de ün salmış durumda. Yakın lokasyonu, Ege Denizi’nin tüm güzelliklerini yaşayabileceğiniz eşsiz güzellikteki plajları ve koyları, Akdeniz mutfağının bin bir lezzetini sunan doyulmaz tatları, sıcakkanlı insanları ve farklı kültürlerin izlerini taşıyan tarihi dokusu Kos Adası’nı çekici kılan özellikleri.
Kısa bir feribot yolculuğu ile adaya vardıktan sonra denizin ve tarihin keyfini hızla çıkarmaya başlayabilirsiniz. Önce Karyalıların mesken tuttuğu ada, sonra Dorlar tarafından işgal ediliyor. Ardından kısa bir Pers istilası sonrasında uzun dönem Yunan yönetiminde kalıyor. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı hakimiyetine giriyor ve 1912’de İtalyanlara, 1945 yılında Almanlara ve nihayet 1947 yılında Yunanistan’a veriliyor. Bugün tüm bu uygarlıkların izlerini adada görmek mümkün.
Kos’ta mutlaka görmeniz gereken birçok mekan, şehir merkezine yakın bir konumda bulunuyor. Eğer vaktiniz varsa, birçok yere yürüyerek gidebilirsiniz. Öncelikle adayı şöyle bir gezeyim ve neler varmış göreyim derseniz şehir merkezini turlayan mini trenleri deneyebilirsiniz. Farklı firmalara ait bu trenlerle, adada gezilebilecek yerleri önceden görüp, kısa fikirler edinebilirsiniz. Yine yaya olarak denizin keyfini çıkarabileceğiniz plajlara ulaşmanız da mümkün.
Kos adası, tarihe tıbbın babası olarak geçen ve bugün tüm doktorların yeminini tekrar ettiği Hipokrat’ın da memleketi aynı zamanda. Adanın merkezinde Hipokrat Ağacı olarak da anılan koca bir ağaç var. Zamanında Hipokrat’ın öğrencilerine bu ağacın altında ders verdiğine inanılıyor. Yaş tahminleri pek tutmasa da görülmeye değer. Hipokrat demişken, adada eski çağlardan kalma bir hastane olan Asklepion Harabeleri de görebilirsiniz. Kos, sağlık açısından epey bir önemli diyebiliriz.
Adada Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerine rastlamak da mümkün tabii… Uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalan adada Hipokrat Ağacı’nın hemen yanında bulunan Loziya Camii ve yine merkezde begonvillerle süslü Defterdar Camii görülebilecek yerlerden. Rodos Şövalyeleri’nin Osmanlılardan korunmak için inşa ettikleri Neratzia Kalesi, şehir merkezindeki Agora, Casa Romana, Roma Odeonu adanın tarihine tanık olabileceğiniz mekanlar.
Kos ve plajlarla çevrili bir cennet…
Adanın dört bir yanı, Ege Denizi’nin mavisinde kaybolacağınız kum ya da taşlıklardan oluşan birçok plajla çevrili. Doğal alanların yanında zamanın modasına uyularak tasarlanmış beach tarzı mekanlara gitmeniz de mümkün. Yine çevredeki yakın ve nispeten küçük adaları görebileceğiniz tekne turları ile de Ege’nin serin sularının keyfini sürebilirsiniz. Paradise Plajı, Tamtam Beach (Mastichari plajı), Kefalos Plajı, Tigaki Plajı, Lambi Plajı, Marmari Plajı ve Therma Plajı en popüler ve beğenilenler arasında. Yaya olarak bazılarına ulaşabilirsiniz. Ancak yine de adanın gizli koylarını keşfetmek için araba kiralayabilir ve daha uzak mekanlara gidebilirsiniz.
Ne yenir?
Kos adasında Yunan ve Türk mutfaklarının tadına doyulmaz lezzetlerini bulacağınız çok sayıda mekan mevcut. Deniz ürünleri adanın favorileri. Her çeşit balığın yanında eğer seviyorsanız Kos tam bir kalamar ve karides cenneti. Ege mezelerinin tadına bakmadan gelmeyin. Adada Taverna kültürünün egemen bir şekilde yerini aldığını söylemeliyiz.
Sen de Yunan Adalarını ve Ege Kıyılarını keşfetmek istiyorsan buraya tıkla!