Gaziantep’te Görülecek Yerler: Mozaiklerin Gölgesinde Bir Zeugma

Gaziantep gezisinin olmazsa olmazıdır Zeugma. Hitit, Asur, Pers, Komagene gibi uygarlıkların yaşam sürdüğü daha sonra Malazgirt Savaşında Selçuklu himayesinde olan Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı topraklarına katılmış, İngiliz ve Fransız işgallerinde milli mücadele gösterip “Gazi” unvanını almış medeniyetler beşiği diyebileceğimiz bir ilimizdir.

Gaziantep denildiğinde bir çoğumuzun ilk aklına gelen baklava olsa da, benim ilk aklıma gelen şey Zeugma Müzesi.. Zeugma kelime olarak “ köprübaşı ” anlamını taşıyor. 30 bin metrekarelik bir alana yayılan kentin her bir yeri ihtişamlı. 2000 yılında tesadüfen çıkarılan eserlerle dünyada büyük ses getirmişti. Türkiye’ de de büyük yankı uyandıran bu kent için hemen detaylı anlamda kazılara başlandı.

Zeugma

Zeugma Mozaik Müzesi

Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor Zeugma. Giriş ücreti ise sadece 8 TL’dir. 2011 yılında açılmış olan bu müze dışarıdan mütevazi bir görünüm sergilese de, içeride özenle yapılmış ışıklandırma, sergileme ve bilgilendirme panoları ile dikkat çekicidir. Roma dönemine ait birçok eseri içinde barındırdığı için dünyanın en büyük mozaik müzesi unvanını almıştır.

140 metrekare duvar resmi, 4 roma dönemi çeşmesi, 20 sütun, 4 kireç taşı heykeli, bronz mars heykeli, mezar stelleri, lahitler ve restorasyonlarının tamamlanmasına az kalmış 2 bin 500 metrekarelik mozaiğe ev sahipliği yapmaktadır. Bu özel ve ihtişamlı eserler o dönemde yaşamış insanların inançlarını, kültürlerini ve günlük yaşantılarını zihnimizde canlanmasına yardımcı olacaktır.

Zeugma

Müzenin kıymetlisi Mars Heykeli; 2000 yılında yapılan kazıda Poseidon villasında bulunmuştur. Gerçekte bir meydan heykeli ve Zeugma’nın koruyucusu olarak bilinen bu heykel müzede de meydanda da her noktadan görülebilecek şekilde sergilenmektedir. Ve bir diğer kıymetli olan eser ise Dionysos’un bir bölümü çalınan düğün mozaiğidir. Çalınan bölümler dünyanın herhangi bir yerinde olabilir. Bunun için de mozaiğin eksik bölümü teknoloji yardımıyla duvara yansıtılmıştır. Böylece ziyaret edenler belki tanır ve ihbar ederler diye düşünülmüş. Herkesin bildiği Çingene Kız ise 2. katta sergilenmekte. Gerçek adı Maenas olan bu mozaiğe labirent şeklinde oda yapmışlardır. Işıklandırmalarla Çingene Kız’ın yüzündeki hüzünlü bakışları vurgulamayı başarmışlardır.

Zeugma

3 kattan oluşan bu müzede teknolojinin nimetlerinden epey faydalanılmış. Lazerle tamamlanan mozaikler, interaktif  3 boyutlu film gösterileri, kulaklık yardımıyla eserlerin geçmişte yolcularının anlatılması gibi pek çok yenilik sizleri beklemektedir. Tarihte hızlı bir yolculuk yapan ziyaretçilerin dinlenmesi için dışarıda küçük bir cafe de düşünülmüş. Sıcak bir kahve eşliğinde sevdiklerinizle birlikte günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

Bizler de tarih kokusu içinde kaybolup, bu güzel müzeyi gezmek ve bir nebzede olsa kültür seviyemizi yukarı taşımak için neden Gaziantep’e gitmeyelim ki…

Güzel vakit geçirmeniz dileğiyle…

Dumlupınar Üniversitesi Arkeoloji son sınıf öğrencisi. Bölümünü severek okuyan ve bu alanda akademik kariyer yapmak isteyen biri. Tarih aşığı... Gezmek, okumak ve araştırmak onu tanımlayan 3 şey...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir