Baltık Deniz’i kıyısında yer alan masalsı şehir St. Petersburg’da her zevke hitap eden bir aktivite bulmak mümkün. Burada sanatseverleri kendine hayran bırakacak 200’ün üzerinde müze var. Bunlardan mutlaka görülmesi gerekenlerin başında Çarlık Döneminde kışlık saray olarak kullanılan Hermitage Müzesi geliyor.
Müzede üç milyona yakın sanat eseri bulunuyor. Ancak müzenin tamamı ziyarete açık olmadığından bu eserlerin hepsini görmek mümkün değil maalesef. Ayrıca burası birçok geçici sergiye ve sanatsal etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. Yalnız küçük bir tavsiye, Hermitage Müzesini gezmek istiyorsanız biletinizi mutlaka önceden online olarak almalısınız. Aksi takdirde uzun bir kuyruk beklemek zorunda kalabilirsiniz.
St. Petersburg’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden birisi de tarihte, birçok kaynakta ‘Deli Petro’ diye bahsedilen Çar Petro tarafından yaptırılmış doğa harikası bir yer olan ‘Peterhof Bahçeleri’. Burası, Baltık Denizi’ne uzanan çeşmelerle, göletlerle süslü, doğanın her halini yaşayabileceğiniz yemyeşil bir yer. Şehrin biraz dışında kalan Peterhof Bahçeleri’ne taksi ile gidebilirsiniz. Yalnız hatırlatmakta fayda var, taksiciler taksimetre pek kullanmıyor. Bu nedenle taksiye binmeden önce şoförle pazarlık yaparak ortak bir fiyatta anlaşmaya çalışmalısınız.
Güzel şehir St. Petersburg’da mutlaka yapmanız gerekenlerden biri de nehir turu. Eğer bu turu yapmaya karar verirseniz mutlaka gece yapmalısınız. Gecenin karanlığını aydınlatan ışıl ışıl sarayların, müzelerin, binaların büyüsü sizi hayaller diyarlara götürebilir.
St. Petersburg Mutfağı
Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra St. Peterburg birbirinden lezzetli yemekler tadabileceğiniz şahane restoranlarla dolu. Rus Mutfağı denilince akla ilk gelen yemek olan ‘Borş Çorbası’ neredeyse her restoranın menüsünde yer alıyor. Lahana ve pancar başta olmak üzere farklı sebzelerle yapılan bu çorbanın tadına doyamayacaksınız.
Rus Mutfağı’nın diğer popüler yemeklerinden bir tanesi de Beef Stroganof. Kremalı ve mantarlı sosla hazırlanan bu etin hikayesi de St. Petersburg’da geçiyor. Rivayete göre 1890’lı yıllarda St. Petersburg’da bir yemek yarışması düzenlenir ve yarışmayı Kont Pavel Aleksandroviç Stroganof’un aşçısı kazanır. Genç aşçı yarattığı yemeği kontuna ithaf eder ve yemek dünyaya Beef Stroganof ismi ile yayılır. Başta Beef Stroganpf olmak üzere Rus Mutfağı’nın eşsiz lezzetlerini tadabileceğiniz restoranlardan bir tanesi İngilizce adıyla ‘Molokhovets Dream’.
St. Petersburg’da Rus mutfağı dışında farklı yemekler denemek istiyorsanız birçoğu aile işletmesi olan Gürcü restoranlarından birine uğrayabilirsiniz. ‘Haçapuri’ denilen Gürcü pidesi, etli ve pirinçli bir çorba olan ’Kharco’, dev mantı diyebileceğimiz ‘Hinkal’ ya da erik sosu ile servis edilen ve Osmanlı Saray Mutfağı’ndan da izler taşıyan şaşlık kebabı size unutulmaz bir ziyafet yaşatacak.
Sanata doymak, birbirinden lezzetli yemekler tatmak, ihtişamlı caddelerde yürümek, tarihi bir hava solumak istiyorsanız istikametiniz St. Petersburg olmalı. Eğer denk getirebilir de beyaz geceler zamanında gidebilirseniz tatiliniz daha da doyumsuz olacaktır. Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek için her zaman fırsat yaratmaya çalışmalı ve kendinizi dünyadaki eşsiz güzelliklerden mahrum bırakmamalısınız.
Ne demiş S. Johnson “Seyahat etmek, hayal gücümüzü gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olduğunu düşünmek yerine onları görmemizi sağlar.” Siz de fırsat buldukça gezmeli, farklı limanlara yelken açmalısınız…