İtalya‘nın kuzeyindeki Mantua kasabasında yapılan arkeolojik kazılarda üzerinden 5 bin yıldan fazla zaman geçen, ama görenleri bugün bile şaşkına çeviren bir aşkın kalıntıları bulundu. İskeletler 15 ile 20 yaşları arasındaki bir erkek ile bir kadına ait. Arkeologlar birbirlerine sarılı halde olan ve belli ki ölümün bile onlara ayıramayacağını düşünen iskeletlere “Valdaro Âşıkları” ismini vermişler. Cilalı Taş Devrine ait oldukları sanılıyor.
Araştırmalar sonucunda adamın bel kemiğinde bir ok, kadının yanında ise bir ok başı bulunmuş. Düşünülen senaryo adamın herhangi bir nedenle daha önce öldüğü, kadının ise adamın yanına onun ruhuna eşlik ederek intihar ettiği düşünülüyor.
Romeo ve Juliet’in Valdaro bölgesinde yaşamış olmaları bu iskeletlerin onlar olabileceğini bile akıllara getirmiş. William Shakspeare’in eserlerini yaşanmış halk hikâyelerine dayandırdığı düşünüldüğünde iddianın gerçeklik olasılığı da artıyor. Hala kanıtlanmamış olsa da ne güzel olur dedirtecek bir düşünce sadece.
Bu iskeletler bana güzel bir Fransız filmi olan Jeux d enfants yani “Cesaretin Var Mı Aşka?” filmini hatırlatıyor. Filmde bir erkek ve bir kız çocuğu başlattıkları iddialaşma oyununu büyüdüklerinde devam ettirirler ve her yeni oyunda birbirlerini geçmeye çalışsalar da aslında birbirlerinin acılarını dindirmeye çalışırlar. Bu oyun onları git gide yakınlaştırır ve bir aşka dönüşür. Sonunda bir inşaatın içine girerler. Küçükken yanlarından ayırmadıkları oyun kutusu ile birbirlerine sarılarak üzerlerine düşen çimentonun altında sonsuzlaşırlar.
Valdaro Âşıkları’na benzer bir aşktan daha bahsetmek istiyorum size. Yunanistan‘ın Diros Mağarası‘nda yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda birbirine Valdaro Âşıkları gibi sıkıca sarılmış iki iskelet bulundu. Bu nadir kalıntıda bulunan iskeletlerden biri erkek biri kadın iki gencin sarılarak gömülmüş olduğu görülüyor. Yapılan çalışmalara göre milattan önce 3800 yılı öncesine dayanan bu ölümsüz aşk herkesi imrendiriyor.
Aşkın ve insan sevgisinin en büyük şairi Mevlana‘nın bu şiiri aşk dolu gönüllere hediye olsun:
Önce öz sevgi vardı, sınırsız aşk vardı, dost,
İlâhî bir müjde saklardı dağların ardı, dost.
Aşkın dalgasındandır dönüşü gezegenlerin,
Aşk olmasaydı eğer şu dünya donardı dost.
Arkeoloji bölümünü okumaya karar verdiğim zaman karşılaşmıştım bu resimle ve Valdaro Âşıkları ile. Beni tarihin sonsuzluğuna inandırmıştı. Umarım sizi de inandırmayı başarabilir.
Aşkın şehri İtalya‘nın tarihi ve arkeolojik yanını mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Bence kız asil bir ailenin hatta kralin kızı erkek de domuz çobanı olabilir dere kenarinda prenses gezerken balciga düşer ve onu kurtarır. Kızın ailesi evlenmelerine izin vermez.Onlari olduklari yetde öldürmw emri çıkar.Sevgili intihar etmenin tek yol oldugunu düşünüp.Magrada sarılarak ölürler
.
Leman Hanım keşke tarih hayal ettiğimiz gibi şekillense.. Fakat bulgulara göre erkek olanın vücudunda bir ok ucu kızın ise yanında bir ok ucu bulunuyor. Sizin düşüncenizle Kral oğlan için ölüm emri çıkarıp öldürmüş olabilir. Kız ise aşkından dayanamayıp yanı başında intihar etmiş olabilir.. Bu gibi sonu tam belli olmayan durumlar bizim hayal gücümüze kalmış artık.. Herkesin tek birleştiği nokta ortada büyük bir aşk olduğu.