Tarihin ilk izlerini, dinlerin doğuşunu, Fırat’ın ve Dicle’nin aşkının sırrını, Nemrut’un görkemini, Hz. İbrahim’in çilesine yakından tanıklık etmek istiyorsanız kendinizi bu sonbaharda Güneydoğu Anadolu bölgesine davet edin.
Güneydoğu Anadolu ve Eşsiz Dünyasını Keşfe Çıkıyoruz.
Bu seyahate bölgenin yollarını, konaklama tesislerini, yöresel damak tatlarını ve eserleri araştırın ve bunları denemeye hazır olun. Bizim tavsiyemiz gezinize Antakya’dan başlamanız. Havayolu veya karayolu ile bölgeye ulaşımın çok rahat olduğunu göreceksiniz. Kuruluşu çok eskilere dayanan, Orontes (Asi) Nehri‘nin ikiye ayırdığı şehri gezmeye eski Antakya sokaklarından başlamalısınız. Şehirde tüm din ve mezheplerden insanlar ve onlara ait izler taşıyan eserler bulmanız mümkün. Hac merkezlerinden biri olarak kabul edilen ve Hıristiyanların bu ismi ilk aldıkları yer olduğu kabul edilen St. Pierre Kilisesi yanı sıra günümüzde de ibadetin devam ettiği Ortodoks ve Katolik kiliseleri görülmeye değer mekanlardır. Habib Neccar Camii ise hoşgörü kentinin bir diğer sembolü. Dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olarak kabul edilen müzede, mitolojideki tanrı ve tanrıçalarla birlikte çeşitli kahramanlık ve aşk öykülerinin tasvir edildiği eserlerle karşılaşacaksınız. Buradaki geziden sonra ise müzenin tam karşısında bulunan bir zamanlar Hatay’ın meclis binasını fotoğraflamalısınız. Bu kentin tarihi eserleri kadar yemekleri de meşhurdur. Özellikle Harbiye’deki restoranlarda birbirinden leziz mezeleri, tuzda pişirilmiş tavuk kebabı ve tabii ki başka hiçbir yerde bulamayacağınız künefesini tattıktan sonra kahvenizi isterseniz kentteki butik otellerde veya şehir otellerinde içebilirsiniz.
Antep ve Yenidünya Kebabı
Sabah bölgeye has kahvaltınızı yaptıktan sonra yolculuğunuzun yönü Antep’e doğru olmalı. Kurtuluş mücadelemizde haklı bir yere sahip kenti gezmeye kalesinden başlayın. Kenti tepeden seyrederken aynı zamanda kendi güzergahınızı da seçin. Tarihi çarşıları (bakırcılar, sedefçiler, baharatçılar, çeyizlik Antep işi satan dükkanlar) Tuzhanı, Şırahanı, Yemişhanı, eski kiliseleri, eski Antep evlerini fotoğraflayın. Tahmis kahvesinde yorgunluk kahvesi söyleyin. Zeugma mozaiklerininin sergilendiği müzeyi gezmelisiniz. Antep lezzetli yemekler şehri, bu yüzden bir de yemek müzesi var. Güneydoğu mutfağının en iyi örneklerine rastlayacağınız kentlerden biridir Antep. Restorasyonu başarıyla tamamlanan ve yöresel lezzetlerin en güzel örneklerin bulabileceğiniz Yemişhan‘da öğle yemeğinizi alabilirsiniz. Yuvalama, buharda pişirilmiş özel pazı dolması, leziz mezeleri yedikten sonra sıra kebaba gelecek. Özellikle de yenidünya kebabı… Bölgenin en iyi ustalarının yaptığı havuç dilimi baklavasını yedikten sonra konaklamak için eski bir Antep evini ya da bölgenin misafirperverliğini hissedebileceğiniz bir otele geçebilirsiniz.
Sabah kahvaltısını katmerle süsledikten sonra Nizip, Birecik üzerinden Halfeti‘ye gidin. Halfeti kayıp ve tarifi olmayan aşkların şehridir. Gap projesi kapsamında bir bölümü sular altında kalan kentte mutlaka tekne turu yapın Kirumkale’nin ihtişamını hissedebileseniz. Buradan sonraki ziyaret yeriniz ise peygamberler şehri Urfa olmalı. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığına inanılan Balıklı Göl, Ulu Camii, Rızvaniye Camii ve Hz. Eyüp peygamberin sabrının sınandığı Hz. Eyüp makamı mutlaka görmeniz gereken yerler olmalı.Tarihi Urfa sokakları, çarşıları ve Gümrükhan gezisinden sonra ise tarihi Adem ile Havva’ya dayanan konik çatı evleri ile ünlü Harran‘a doğru devam edin. Konaklamada ise tercihiniz şehir merkezinden yana olmalı. Sabah erken saatlerde kalkıp Urfalılarla birlikte kahvaltı niyetine ciğer yiyebilirsiniz.
Mardin ve Kaburga Dolması
Güneydoğu Anadolu’da artık Mezopotamyaya yaklaştınız. İnsanlık tarihinin, dinlerin ve aşkların yerleşimi Mezopotamya… Viranşehir, Kızıltepe üzerinden Nusaybin’e ulaşacaksınız. Büyük İskender’in ordusunu sakladığı kenti, Süryanilerin ilk manastırı, Suriye sınırı ve dönerken Anadolu’da Perslerden kalan en görkemli kentlerden olan Dara göreceğiniz yerler arasında. Bu kadar geziden sonra öğle yemeğini Mardin’in meşhur kaburga dolması ile süsleyin, tabii ki Kaburgacı Selim Amca’da. Yemekten sonra gündüz seyranlık gece gerdanlık olarak tasvir edilen Mardin‘i gezmeye başlayın. Abbaraları, Kırklar Kilisesi, Ulu Camisi, Zinciriye ve Kassımiye Medreseleri gezmek için mutlaka yanınızda bir Mardinli mümkünse çocuk rehber olsun. Sonrasında kendinizi Mardin’in ara sokaklarında Kürt, Türk, Süryani ya da Arap bir ailenin evine davet edilmiş ve mırranızı içerken bulacaksınız. Bugün konaklama için kendinize Midyat’ı seçin. Midyat’ta yakınlarınıza telkari ustalarının elinden çıkmış sanat eserleri alın. Şarap içiyorsanız mutlaka Süryani şarabının tadına bakın.
Dicle Nehri ve Şabut Balığı
Kahvaltı sonrasında yakında sular altında kalacak olan Hasankeyf‘e ulaştığınızda yüzlerce mağara evi, görkemli coğrafyası ve Dicle’nin güzelliği ile karşılanacaksınız. Dicle Nehri kıyısında kurulmuş tahtlarda yiyeceğiniz şabut balığının lezzetine inanamayacaksınız. Yemek sonrası yolunuza devam ederken bölgenin en ünlü köprüsü Malabadi Köprüsünü göreceksiniz. Yapımı günümüzde bile zor olan bu köprünün etrafında gördüğünüz çocuklar sizi Malabadi Köprüsü’nün şarkısı ile uğurlayacak. Silvan üzerinden yolunuza devam ettiğinizde ihtişamlı surları ve Kırklar Dağı ile Diyarbakır karşılayacak sizi. Kente Mardin Kapıdan girdiğinizde sırasıyla Keçi Burcu, Deliller Hanı, Zinciriye Medresesi, Ulu Camii’yi görün. Gezi boyunca gördüğünüz evlerden farklı yapı malzemeleri ile dikkat çeken Diyarbakır evlerine güzel bir örnek Cahit Sıtkı Tarancı Evi. Akşam yemeğinizi ya Dağ Kapı’da ciğer yiyerek ya da Gazi Köşkü’nde değerlendirin. Konaklama için şehir otellerini kullanabilirsiniz. Sabah erken kalkıp Siverek’e varıp Atatürk Barajını feribotla geçip Kahta’ya ulaşabilirsiniz. Kahta’da yemek yedikten sonra minibüslerle Kommegene Krallığının izlerini sürmeye başlayabilirsiniz. Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Arsemia gezilerinden sonra Doğu Torosların en yüksek noktasında yapılmış olan Antiokos ve tanrıların heybetli sessizliği eşliğinde günbatımını seyredip otelinize dönebilirsiniz.
Güneydoğu Anadolu bölgesinin sırlarına vakıf olup insanların misafirperverliğini yüreğinizde hissettiğiniz bölgeden ayrılma vakti böylelikle gelmiş olacak.
Güneydoğu Anadolu’nun eşsiz dünyasına Jolly ile adım atmak için tıkla!