Okunma Sayısı Okunma 472
Paylaşım Paylaşım 0

Anadolu’nun kadim topraklarında, binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyan bir hazine yatıyor: Gordion Antik Kenti. Friglerin efsanevi başkenti, Kral Midas’ın altın dokunuşunun hikayelerini fısıldayan ve Büyük İskender’in kılıcıyla kestiği düğümün efsanesini yaşatan bu yer, tarih meraklılarını büyülemeye devam ediyor. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın buluştuğu noktada yükselen Gordion, sadece bir antik kent değil, aynı zamanda Anadolu’nun kültür tarihinde önemli bir dönüm noktası. Gelin, Friglerin başkentinde zamanda yolculuğa çıkalım!
Gordion Antik Kenti Nerede?

Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan Gordion Antik Kenti, Ankara’nın 94 kilometre batısında, Polatlı ilçesinin 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhöyük köyü sınırları içerisinde bulunuyor. Stratejik konumu sayesinde Anadolu’yu kat eden ana ticaret yollarının kavşak noktasında bulunan kent, Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın birleştiği noktanın hemen yukarısında kurulmuş. Bu coğrafi avantaj, Gordion’un tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmasını sağlamış ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almasına vesile olmuş.

Gordion Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?

Gordion Antik Kenti’ne ulaşmak için birkaç alternatif bulunuyor. Eğer özel aracınızla gitmek isterseniz, Ankara-Eskişehir karayolunu takip ederek Polatlı’yı geçtikten sonra yolun sağında göreceğiniz Gordion Antik Kenti tabelasını izlemeniz yeterli.

Toplu taşıma ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, öncelikle Ankara’dan Polatlı’ya ulaşmanız, ardından Polatlı’dan kalkan Yassıhöyük dolmuşlarını kullanmanız gerekiyor. Bu dolmuşlar sizi doğrudan antik kentin yakınına bırakacaktır.

Gordion Antik Kenti Ne Amaçla Yapılmıştır?

Gordion Antik Kenti, MÖ 9. yüzyıldan itibaren Friglerin siyasi, dini ve kültürel merkezi olarak hizmet vermiştir. Arkeolojik bulgular, bölgenin aslında daha önce Hitit egemenliğinde olduğunu, ancak Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra MÖ 12. yüzyıl sonlarında Frigler tarafından yerleşim yeri olarak seçildiğini gösteriyor.

Kent, Anadolu’nun ana yollarının kavşağında bulunması, su kaynaklarına yakınlığı ve tarım-hayvancılığa elverişli arazilerle çevrili olması nedeniyle kurulmuştur. Zamanla büyüyen Gordion, MÖ 9. yüzyılda muazzam surlarla çevrili bir kale-şehir halini almış ve Frig Krallığı’nın başkenti olarak önem kazanmıştır. Kral sarayları, tapınaklar ve çeşitli kamu yapılarıyla donatılan kent, dönemin en gelişmiş yerleşim yerlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.

Gordion Antik Kenti’nin Efsanesi Nedir?

Gordion Antik Kenti, dünya tarihine damga vuran efsanevi bir hikâyeye ev sahipliği yapar. Efsaneye göre, Frigyalılar ayaklanmalar karşısında çaresiz kalınca bir kahine başvururlar. Kahin, tapınağın önünden at arabasıyla geçen ilk kişinin ülkeyi kurtaracağını söyler. Bu kişi, çiftçi Gordios olur ve halk onu kral ilan eder.

Krallık unvanının kendisine bahşedilmesi karşısında minnettar olan Gordios, at arabasını tapınağa armağan olarak sunar ve arabaya çözülmesi imkânsız bir düğüm atar. Bu düğüm “Gordion Düğümü” olarak tarihe geçer ve bunu çözecek kişinin dünyaya hükmedeceğine dair bir kehanet ortaya çıkar.

Yıllar sonra, MÖ 333’te Büyük İskender Gordion’a geldiğinde bu efsaneyi duyar ve düğümü çözmeye çalışır. Ancak sabırsızlanan İskender, düğümü kılıcıyla keserek “çözer”. Bu olay, “Gordion Düğümünü çözmek” deyiminin doğmasına neden olur ve karmaşık sorunlara cesur ve yaratıcı çözümler bulmanın sembolü haline gelir.

Gordion Antik Kenti Ne Zaman Keşfedildi?

Gordion Antik Kenti, modern arkeoloji dünyasına 19. yüzyılın sonlarında tanıtıldı. Antik kent, 1890 yılında Bağdat Demiryolunun inşası sırasında tesadüfen keşfedildi. Bu keşiften sonra bölgede ilk sistemli arkeolojik kazılar 1900 yılında Alman arkeologlar Gustav ve Alfred Körte kardeşler tarafından başlatıldı.

Ancak daha kapsamlı ve uzun süreli kazılar, 1950-1973 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nin denetiminde ve Rodney Young’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Bu kazılar sonucunda Gordion’un MÖ 3000 yılından MS 1400 yılına kadar yaklaşık 4000 yıllık bir yerleşim tarihine sahip olduğu ortaya çıkarıldı.

Gordion Antik Kenti Nasıl Bulundu?

Gordion Antik Kenti’nin modern dünyaya yeniden kazandırılması, bir demiryolu projesine dayanıyor. 1890 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bağdat Demiryolunun inşası sırasında işçiler, bölgede yaptıkları kazı çalışmalarında antik kalıntılara rastladılar. Bu tesadüfi keşif, arkeologların dikkatini çekti ve bölgede araştırmalar başladı.

İlk sistemli kazılar 1900 yılında Alman arkeologlar tarafından gerçekleştirildi, ancak I. Dünya Savaşı nedeniyle çalışmalar kesintiye uğradı. 1950’li yıllarda Pennsylvania Üniversitesi’nin başlattığı kazılar, Gordion’un gerçek zenginliğini ortaya çıkardı. Özellikle 1957 yılında, dünyanın en büyük tümülüslerinden biri olan ve Kral Midas’a ait olduğu düşünülen “Büyük Tümülüs”ün keşfi, Gordion’un arkeoloji dünyasındaki önemini pekiştirdi.

Gordion Antik Kenti’nin İçinde Neler Var?

Gordion Antik Kenti, ziyaretçilerine binlerce yıllık bir medeniyetin izlerini sunuyor. Kentin içinde gezdiğinizde Friglerin yaşam tarzını, mimari anlayışını ve sanatsal becerilerini yansıtan pek çok yapı kalıntısıyla karşılaşacaksınız.

Antik kentin en dikkat çekici unsurlarından biri şehrin ana giriş kapısı ve güney kapısı olmak üzere iki büyük kapısıdır. Güneydoğudaki ana kale kapısından girdiğinizde, üstü açık büyük bir avlunun çevresinde dizili dikdörtgen binalardan oluşan saray alanını görebilirsiniz. Bu yapılar, Frig kraliyet ailesinin ve soylularının yaşam alanlarıydı.

Gordion’da ayrıca dünyanın en eski çakıl taşı mozaikleri bulunuyor. MÖ 9. yüzyıla tarihlenen bu mozaikler, Friglerin sanatsal becerilerinin kanıtı niteliğindedir ve Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir.

Antik kentin çevresinde Frig soylularının ve krallarının gömüldüğü 85’ten fazla tümülüs (mezar tepesi) yer alıyor. Bu tümülüslerin en büyüğü 53 metre yüksekliğindeki “Büyük Tümülüs” olup, Kral Midas veya babası Gordios’a ait olduğu düşünülmektedir.

Gordion Antik Kenti Hakkında Bilgiler

Gordion Antik Kenti hakkında bilmeniz gereken bazı ilginç detaylar şunlardır:

  • Gordion’da bulunan ahşap mezar odası dünyanın bilinen en eski ahşap yapısı olarak kabul edilmektedir.
  • Antik kentte bulunan çakıl taşı mozaik taban döşemesi, Antik Çağ’da bilinen bu tip zemin döşemesinin en eski örneğidir ve bu bezemeci döşeme tarzının ilk kez Frigler tarafından icat edildiğini göstermektedir.
  • Gordion; tarih boyunca Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helenistik ve Roma dönemlerinde yerleşim görmüştür.
  • Büyük Tümülüs’ün mezar odasında bulunan ahşap mobilyalar üzerindeki geometrik motifli zarif kakma bezemeler, Frig sanatçılarının ustalığını göstermektedir.
  • Gordion’da yapılan kazılarda, Selçuklu dönemine ait kandil ve Sakarya Meydan Muharebesi’ne ait şarapnel parçaları da bulunmuştur.
  • Antik kent, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır.

Gordion Antik Kenti’nde Gezilecek Yerler

Gordion Antik Kenti’ni ziyaret ettiğinizde, binlerce yıllık tarihe tanıklık eden birçok önemli noktayı keşfedebilirsiniz:

Büyük Tümülüs (Midas Tümülüsü)

Gordion’un en etkileyici yapılarından biri olan Büyük Tümülüs, 53 metre yüksekliğinde ve 300 metre çapındadır. Kral Midas veya babası Gordios’a ait olduğu düşünülen bu tümülüs, Anadolu’daki en büyük ikinci tümülüstür. İçindeki ahşap mezar odası, dünyanın bilinen en eski ahşap yapısı olarak kabul edilir.

Gordion Müzesi

Yassıhöyük köyünde bulunan Gordion Müzesi, antik kentte yapılan kazılarda ele geçen 750’den fazla eseri sergiliyor. Müzede Frig dönemine ait seramikler, metal eşyalar, takılar ve günlük kullanım nesneleri görülebilir. Özellikle dünyanın en eski çakıl taşı mozaikleri ve Büyük Tümülüs’ten çıkarılan eserler büyük ilgi çekiyor.

Saray Kompleksi

Antik kentin merkezinde yer alan saray kompleksi, Frig kraliyet ailesinin yaşadığı ve devlet işlerinin yürütüldüğü alandır. Burada bulunan yapıların temelleri ve bazı duvar kalıntıları günümüze ulaşmıştır.

Diğer Tümülüsler

Gordion çevresinde 85’ten fazla tümülüs bulunmaktadır. Bunlar arasında P Tümülüsü olarak adlandırılan ve bir Frig prensine veya prensesine ait olduğu düşünülen çocuk mezarı da yer alır.

Gordion Antik Kenti Ne Zaman Gezilebilir?

Gordion Antik Kenti, yılın her döneminde ziyarete açıktır ve giriş ücretsizdir. Antik kentin kapısında herhangi bir görevli bulunmadığından, günün her saati ziyaret edilebilir. Ancak en ideal ziyaret zamanı, hava koşullarının uygun olduğu ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Özellikle Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim ayları, hem iklim şartları açısından konforlu hem de doğanın canlandığı dönemler olduğu için tercih edilebilir.

Gordion Müzesi ise sabah 08:30 ile akşam 17:30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müzeye giriş ücretlidir. Ancak Müzekart sahipleri ücretsiz girebilmektedir. Şu anda müzenin bazı bölümleri tadilatta olabilir. Bu nedenle ziyaret öncesi güncel durumu kontrol etmenizde fayda var.

Gordion Antik Kenti’ni keşfettikten sonra, Ankara’da konaklamak için Ankara otelleri arasından seçim yapabilir, şehrin diğer tarihi ve kültürel zenginliklerini de keşfedebilirsiniz. Jolly Tur’un sunduğu özel fırsatlarla hem konforlu bir konaklama hem de profesyonel rehberlik hizmetinden yararlanabilirsiniz!

Yorum gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir