Moskova Avrupa’da alıştığımız her şeyden farklı bir yer. Bu yüzden klasik Avrupa turu dışında bir gezi olacak baştan söyleyeyim. Ama yıllardır cesaret edemememize sebep olan çekincelerimiz vardı. Kimi internet sitelerinde orası pek tekin bir yer değil, polisler durdurur, size evraklarınızı sorar, eksik bulur para isterler, metroda geç saatlerde bulunmayın, saldırıya uğrayabilirsiniz, yok efendim polislerin veya güvenlik görevlilerinin gözünün içine bakmayın, hemen şüphelenip sizi durdururlar gibi bir sürü şey okuduk. Bir de en çok söylenen şey de Kiril alfabesi dışında hiçbir İngilizce tabela göremezsiniz, yolunuzu bulamaz kaybolursunuz olmuştu. Birine yol sorsanız hiç İngilizce bilen yok, anlatamazlar. Zaten soğuklar, hiç yardımsever değiller.
İşte bu yüzden uzak durduk epey bir süre Rusya’dan. Ama etraflıca araştırma yaptım ve neyse ki güzel yazılarıyla içimi ferahlatan blogger’lara denk geldim. Onların Moskova turu yaparken ki maceralarını okudum, merak ettiğim soruları sordum, sağ olsunlar çok güzel bilgiler verdiler bana ve sonunda nihayet bir Rusya macerası yaşamaya karar verdik.
Moskova
Rusya’nın başkenti ve nüfus açısından en büyük şehri olan Moskova, dünyanın kültür başkentleri biri olarak adlediliyor. Doğu Avrupa’nın politik, ekonomik, kültürel ve bilim merkezi olarak oldukça önemli bir konuma sahip olan bu kent, Avrupa’da yer alan en büyük ve İstanbul’un ardından Avrupa’nın 2. en büyük şehri. Tarih boyunca birçok önemli olaya imza atılan kentte Kızıl Meydan, Lenin Mozolesi, Tarih Müzesi, Bolşoy Tiyatrosu gibi dünyaca ünlü yapılar da yer alıyor.
Moskova Turu
Gelelim Moskova turu yaparken bizim için mutlaka görülmesi lazım dediğimiz yerlere. Moskova turu yapmadan önce kendime bir liste hazırladım ve detaylı bir Moskova gezi rehberi oluşturmaya çalıştım. Bu rotaları da aşağıda sizlerle paylaşıyorum.
Kızıl Meydan
Koskoca devasa bir meydan bu. Moskova’nın en büyük ana meydani yani. Paris için Concorde Meydanı, Venedik için San Marco Meydanı veya Londra için Trafalgar Meydanı neyse, Moskova için de Kızıl Meydan o. Bu meydanın adı Rusça’da güzel anlamına gelen “krasni” kelimesinden geliyor. Tarih boyunca idamlara, gösterilere, geçit törenlerine, olimpiyat meşalesinin getirilişine ve mitinglere sahne olmuş bu meydanda bugün Rusya’nın 1 Mayıs – İşçi Bayramı ve 7 Kasım – Ekim Devrimi gibi en önemli iki kutlaması yapılıyormuş.
Kızıl Meydan adeta İstanbul’un Sultanahmet’i. Yani buradayken Moskova turu için görülmesi gereken birçok yeri görmüş oluyorsunuz. Kızıl Meydan’dayken görülecek yerler ise şöyle;
- Moskova Devlet Tarih Müzesi
- St. Vasili Katedrali: Külah külah dondurma gibi kuleleri ile şekerden yapılmış gibi geldi bana :) Aslında belki Kremlin Moskova’nın simgesi ama bu katedral sanki daha çok simgeliyor gibi Moskova’yı, daha bir özdeşleşmiş Rusya ve Moskova algısıyla sanki…
1555 – 1561 yılları arasında Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak için Korkunç İvan (Czar Ivan the Terrible – IV. Ivan) tarafından yaptırılmış bu şeker gibi rengarenk katedralin değişik şekilde tasarlanmış olan sekiz kubbesi, sekiz ayrı zaferi simgelemekteymiş. Katedralin kubbelerinin her biri ayrı renkte, farklı boylarda ama hepsi de yuvarlak sarmal şeklinde tasarlanmış. En yüksek olan kubbe ise altın yaldızla kaplı.
Bu güzel katedralin başına gelmedik kalmamış. 1737’de çıkan yangında zarar görmüş, Napolyon St. Basil Katedralin’i o kadar beğenmiş ki, savaş sonrası onu yerinden alıp, Paris’e götürmek istemiş ama bunu yapamayınca tahrip etmek istemiş. En son 20. yüzyılda Bolşeviklerin saldırısına uğramış. En son olarak, Stalin’in adamları Kızıl Meydan’ı açıp ferahlatmak amacıyla katedrali ortadan kaldırmayı bile teklif etmiş. Yani neredeyse şimdi Moskova’nın simgesi olan bu rengarenk katedral, Stalin ona kıysaymış tarihin tozlu sayfaları arasına gidecekmiş. İyi ki kıyamamış…Kış aylarında 11:00 ‒ 17:00, yazın ise 10:00 ‒ 19:00 arası ziyarete açık ve giriş 250 Ruble.
- Diriliş Kapısı
- Moskova Devlet Tarih Müzesi
- Eski Belediye Binası
- Mareşal Jukov heykeli
- Iberian Chapel
- Sıfır Kilometre: Önünde de altın sarısı dekoratif şekillerin olduğu ve insanların şans getirdiğine inanarak üzerinde durup dilek dileyerek para fırlattığı bronz plaka… Moskova merkezden herhangi bir yerin uzaklığı ölçüleceği zaman burası baz alınıyor.
- Moskova Devlet Müzesi
- Kazan Katedrali: Bir Rus Ortodoks kilisesi bu. 1936 yılında Joseph Stalin Kızıl Meydandaki kiliselerin kaldırılması emrini verince tahrip edilmiş olan orijinal katedralin tekrar aslına sadık kalınarak yapılmış hali bu… İçinde fotoğraf çekmek yasak – biz de girdik, baktık, beğen yaptık, çıktık :)
- Lenin’in Mozolesi: SSCB’nin kurucusu Vladimir Lenin hakikaten de mozolenin içindeki cam fanusda yatıyor. Lenin’in Mozole’sini ziyaret etmek hiç de kolay değil maalesef. Kremlin’e Kutafya Kulesinin oradan girdiğinizde çantanızı ve fotoğraf makinanızı emanete bırakıyorsunuz çünkü içeride fotoğraf çekmek yasak. İçeride birkaç dakikadan fazla kalınamıyor, sürekli giren ve çıkanların hareket halinde olmasını istiyorlar.
Komünist Devrimin liderini ziyaret etmek isteseniz pazartesi, cuma ve tatiller hariç diğer günler 10:00-13:00 arası ziyarete açık.
- GUM AVM: Haydi şimdi de GUM‘a girelim. GUM ismi Glavnyi Universalnyi Magazin’in kısaltması. 1893 yılında yapılan Neo-Rus tarzda inşa edilmiş, taş, cam ve çelik konstrüksiyon karışımı bu nefis bina Alexander Pomerantsev ve Vladimir Shukhov’un eseri. Burası dehşet bir yer. Çok şık, çok lüks, çok görkemli… GUM Rusların ilk alışveriş binasıymış. Sovyetler döneminde kapanmış ve bir süre depo olarak kullanılmış.
GUM Alışveriş Merkezinin iç dekoru harikaydı. Dev bir kafes içinde bir havuz vardı. Üzeri de kocaman güllerle süslenmişti. Cam tavandan gün ışığı doluyordu içeri… Sabah 10.00 – akşam 10.00 saatleri arasında açık…
- Moskova Devlet Tarih Müzesi: O beyaz beyaz kuleleri ile her mevsim sanki tepesine kar yağmış gibi. Vladimir Sherwood’un dizaynı olan bu yapının mimarisi neo-gotik hareketin doğu yorumu imiş… Moskova Devlet Tarih Müzesi’nin içi de dışı kadar etkileyici. Çeşitli dönemleri konu alan kısımlar, dönemlerine uygun bir şekilde dekore edilmiş. Paleolitik dönemlerden bugüne, Çarlık Dönemi Rusya’sından tutun da Sovyet Dönemi Rusya’sına kadar pek çok eseri barındıran bu müze tarihi gözlerinizin önüne seriyor. Resimlerden kostümlere, taçlardan maskelere kadar sergilenen objelerin sayısı milyonlara ulaşıyor. Binada ayrıca bir de restoran var. Salı hariç diğer günler 11:00-19:00 arası açık.
Kremlin
Moskova turu için listedeki yerlere devam ediyorum. Sırada Kremlin var. Kremlin perşembe günleri kapalı aklınızda olsun. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı’nın Konağı Kremlin’de olduğu için Kremlin’in her yerini gezemiyorsunuz ve içeride sıkı güvenlik önlemleri var. Kremlin içindeki binalar pek çok kez restore edilmiş ve kırmızı tuğlalardan oluşan kule ve duvarları XV. yüzyılda yapılmış.
İşte dışarıdan yani ana caddeden Kremlin’in duvarlarına ve kulelerine bir bakış… Kremlin’in içine girmeden önce Kremlin’in duvarlarına bitişik olan Alexander Bahçesi’nde yürüdük biraz. Burası yemyeşil güzel bir bahçe ve içinde görülmesi gereken yerler var. Bunlardan en önemlisi II. Dünya Savaşında ölen askerlere adanmış olan “İsimsiz Asker” anıtı.
II. Dünya Savaşı sırasında kahramanca direniş gösteren şehirlere “Kahraman Şehir” diye onursal bir Sovyet ünvanı verilmiş. Bunlar da o kahraman şehirlerden getirilen toprakların konduğu granit bloklar. İçlerinde en bildiğimiz isim de Leningrad…
Kremlin’in duvarlarının toplam uzunluğu 2205 metre, yüksekliği ise yer yer 5 ile 19 metre arasında değişiyor. Tam 20 tane kulesi var. Duvarların kalınlığı ise 3,5-6,5m arasında. Daha önce de bahsettiğim gibi, içeride sıkı güvenlik tedbirleri var, öyle her yerde gezemiyor, her yere giremiyorsunuz. Hatta yolda yürürken beyaz çizgi ile belirtilmiş alanların dışına çıkıp yürüyemiyorsunuz, hemen görevliler düdük çalıp ikaz ediyorlar. Mutlaka belirtilen yürüme yolunda kalacaksınız, sınırları aşmayacaksınız.
Kutafya ve Troitskaya Kulesi
Kremlin’e girmek için geçmeniz gereken 2 kule. Sonrasında elinizdeki biletin kapsadığı yerleri gezebiliyorsunuz. Bilet kuyruğunda en az yarım saat kadar bekleniyor. İçeri girdiğinizde sağınızda State Kremlin Palace yani Devlet Kremlin Sarayı var. Burası bir kongre sarayı. Arkasında renkli çatısından ismini almış olan Terem Palace var .
Kongre sarayının yanında The Patriarch’s Palace (Patrik Sarayı) ve the Twelve Apostles’ Church (Oniki Havari Kilisesi) var. Bolşeviklerin bombalaması sırasında çok zarar görmüş ama tekrar yapılmış. 2. katı sanat sergileri için kullanılıyormuş.
Çar Topu
The Twelve Apostles’ Church’ün önünde şu meşhur Tsar Cannon, yani Çar Topu var. 5 metrelik bronz topun 890 milimetrelik kalibresi var. Yaklaşık 40 ton ağırlığındaki bu top herhangi bir savaşta kullanılmamış. Üzerinde dekoratif şekiller ve Çar Fedor Ioanovich’in at üzerinde resmedilmiş figürü var. Önündeki toplar da kullanılmamış, sadece dekor olsun diye oraya konmuşlar…
Arsenal
Kremlin’e girdiğinizde sol tarafta, State Kremlin Palace’ın karşısında ise eski bir silahhane olan Arsenal var, önünde de daha ufak çapta toplar sıralı halde sergileniyor. Bu bina turistlere ve ziyarete açık değil. Karşıda Senato ve Başkanlık İdaresi Binası var ama o tarafa geçmek yasak.
Kremlin’deyken görülebilecek bazı tarihi ve dini yapılar da var. Hemen onları da aşağıda sıralayayım…
- Sobornaya Square: Kremlin’in en önemli yerlerinden biri, hatta merkezi denilebilir. Taç giyme törenleri gibi önemli merasimler bu meydanda yapılıyor.
- Cathedral of the Dormition (Meryem’in Göğe Yükselişi Kilisesi): Burası Rusya’nın ana katedraliymiş bir zamanlar. 1475-79 yılları arasında Aristotele Fioravanti tarafından yapılmış.
- Cathedral of the Archangel Michael (Başmelek Mikail Katedrali): Çarların ve prenslerin gömüldüğü bu katedral adını Moskova prenslerinin savaş zamanındaki koruyucu meleği Michael’den alıyor.
- Cathedral of the Annunciation (Meryem’e Müjde Katedrali): Çarların ve prenslerin yerli kilisesi olarak yapılmış bu katedral.
- Church of the Deposition of the Robe (Emanet Cüppe Katedrali): Kraliyet Sarayının bir parçası olan bu kilise freskleri ve oyma sanatları ile dikkat çekiyor.
- Mimar Marco Ruffo ve Pietro Solario tarafından yapılmış, güzel taş işçiliği ve dekoratif resimleri ile öne çıkan Faceted Palace (Cepheli Saray) de mutlaka görülmeli.
- Çar çanı ile meşhur Ivan the Great Bell Tower (Büyük Ivan Çar Kulesi) de burada görülecek yerler arasında yer alıyor. Büyük İvan Çan Kulesi 81 metre yüksekliğinde ve kulede 21 tane çan var. Bu çan kulesinin Katedral Meydanına değil de öbür tarafa bakan kısmında yerde duran koskocaman Çar Çanı önünde kırılmış parçası ile birlikte sergilenmekte. Bir yangın sırasında kopan bu parça 11 ton ağırlığındaymış, tümü ise 202 ton…
- Devlet Silahhanesi ile saray içinde yer alan ünlü Faberge Yumurtaları ve Devlet Elmaslarını görebileceğiniz Devlet Mücevher Fonu Müzesi de Kremlin tarafında yer alıyor.
VDNKh
Burası örnek vermek gerekirse Monako’dan da büyük bir alana yayılmış ve çeşit çeşit sergilerin olduğu devasa bir bölge, sanki kendi başına bir küçük şehir gibi. 2,375,000 metrekarelik bölgede hem açık hem de kapalı alanlar oluşturulmuş sergiler için… VDNKh Metro durağında indiğinizde bu enteresan bölgeye ulaşıyorsunuz.
Bu bölgede en ilgimizi çeken yerler şunlar oldu:
- Komünizmin simgesi işçi ve çiftçi heykeli: Worker and Kolkhoz Woman: Heykelde bir işçi ve çiftçi kadın komünizmin sembolü olan orak ve çekici havaya kaldırmış olarak görülmekte, yani işçi ile çiftçinin el birliği içinde çalışarak devleti kalkındırmasının altı çizilmekte.
- Uzay fatihlerinin heykelleri ile devasa bir roketin olduğu Astronomi Parkı ve Müzesi (Monument to the Conquerors of Space with the Memorial Museum of Cosmonautics)
- Astronomi Parkı ve Müzesi (Monument to the Conquerors of Space with the Memorial Museum of Cosmonautics): 1964 yılında yapılmış olan bu anıt Sovyetlerin uzaydaki başarısını simgeliyormuş. 110 m yüksekliğindeki bu anıt titanyumdan yapılmış. Heykeltraş A.P. Faidysh-Krandievsky ve mimar A.N. Kolchin ile M.O. Barshch’nun ortak eseri… Anıtın alt kısmında uzay başarılarını gerçek kılan bilim adamlarından astronotlara, işçilerden mühendislere kadar emek veren herkesi simgeleyen heykeller var. 1957 Ekim’inde uzaya gönderilen Sputnik 1 uydusu ile ilgili bilgiler de verilmiş… Cosmonauts Alley denilen yürüme yolunda Rus kozmonotların heykel ve büstleri var. Memorial Museum of Cosmonautics üzerinde roket olan anıtın aşağı kısmında yer alıyor.
- Ana pavilyon içerisindeki dev dönme dolap ile altın yaldızlı heykeller ile donatılmış Ulusların Dostluğu Çeşmesi (Friendship of Nations)
Novodeviç Mezarlığı
Biz ilk iş Nazım Hikmet’in mezarını aramaya koyulduk. Girişteki bayan çok yardımcı oluyor. İngilizcesi pek olmamasına rağmen çırpındı durdu anlatabilmek için. Galiba Nazım Hikmet’in mezarını soran gerçekten çok oluyor…
Novodevichy Manastırı
Novodevichy mezarlığının yanındaki Novodevichy Manastırı gerçekten etkileyici bir yer, orayı da görmek lazım bence… 2004 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesinde korumaya alınmış… Vaktiyle çarların önem verdiği bir kompleks burası çünkü Çar ailesinden ve asil Boyar soyundan da rahibeler varmış burada. Manastır kompleksinin içindeki Smolensk Katedralinin ismi Smolensk kentinin ele geçirildiği savaşta kazanılan zaferden geliyor…
Büyük Petro Heykeli ve Park of Arts
Ünlü Gürcü mimar Tseretelli tarafından yapılmış olan bu dev anıt epey tartışmaya yol açmış. Bizim “Deli Petro” olarak tanıdığımız “Büyük Pyotr”, başkenti Moskova’dan Petersburg’a değiştiren kişi olduğu için, anıtın Moskova’da değil St. Petersburg’da olması gerektiğini savunanlar olmuş haklı olarak. Halkın bir kısmı, bazı dergiler ve internet siteleri ise bu heykeli gayet çirkin bulmuş.
Bu heykel Deli Petro’nun kurduğu donanmanın 300 yıllık şanlı tarihini kutlamak amacıyla 1997’de konmuş buraya. Dünyanın 8. en uzun heykeli olan bu heykel 98 metre. Paslanmaz çelik, bronz ve bakırdan yapılmış…
Pyotr heykeli, Polyanka metro durağında inip, “Park of Arts”dan Moskova Nehrine doğru yürürseniz karşınıza çıkacaktır…
Park of Arts (Art Muzeon)
Burası da enteresan heykel ve anıtlarıyla ilgimizi çeken “Park of Arts (Art Muzeon)” ya da bir diğer ismiyle “Fallen Monuments (ya da Fallen Heroes) Park”…
Burada Sovyet Komünist dönemine ait ve soğuk savaşı hatırlatan çok değişik heykeller var. “Fallen Heroes” adı şuradan geliyor. Sovyet sosyalist rejimi çökünce yıllarca hüküm sürmüş komünist liderlerin heykelleri sökülüp bu parka atılmış… Yıllar geçtikçe buraya modern heykeller de eklenmiş ve burası artık bir açık hava müzesi olmuş. Eskiden atılan heykeller düzgün bir şekilde yerleştirilmiş sergilenmek üzere…
Kurtarıcı İsa Kilisesi
Kurtarıcı İsa Kilisesi, sadece Moskova’nın değil Rusya’nın da ana kilisesi. Gerçekten hem dışı hem de içi çok görkemli. İçinde fotoğraf çekilmesine izin vermiyorlar, o yüzden sadece dışını fotoğraflayabildik ama içi kesinlikle girip görmeye değer.
1812 yılındaki Napolyon’a karşı yapılan savaştan zaferle çıkan Rusya, bu katedrali Tanrı’ya şükranlarını sunmak için yaptırmış onları kurtardı diye…
Bu güzelim katedral daha sonra Stalin tarafından 1931 yılında dinamit ile yıktırılmış ve yerine bir yüzme havuzu yapmışlar. Fikri bile tüylerimi ürpertiyor, o güzelim yapıya nasıl kıyarlar…
Neyse sonra 1990 yılında Boris Yeltsin aslına sadık kalınacak şekilde tekrar yaptırmış burayı. 103 metre yüksekliğindeki bu devasa katedral bembeyaz dış yüzeyi ve altın kubbeleri ile şehrin pekçok yerinden görünmekte…
Bolşoy Tiyatrosu ve Maly Tiyatrosu
Bolşoy Moskova’daki büyük tarihi tiyatro – hani şu dillere destan opera ve balelerin sergilendiği yer. Önceden bilet almayı akıl edemediğimiz için sadece yeni ve tarihi olmayan binadaki baleye yer vardı, biz de onu tercih etmedik. Bu arada Bolşoy’da bale veya opera seyretmenin epey pahalı olduğunu söylemeliyim.
Bolşoy Tiyatrosu ünlü mimar Joseph Bové tarafından tasarlanmış. Alınlıktaki Apollon heykeli ise heykeltıraş Pyotr Klodt tarafından yapılmış. Bolşoy kelime olarak “büyük” anlamına geldiği için buraya “Büyük Tiyatro” da denilebilir.
Meydandaki küçük tiyatro ise anlamı “küçük” olan “maly” kelimesinden esinlenerek adlandırılmış olan Maly Tiyatrosu. Burada da oldukça önemli Rus sanatçıların oyunları sergilenmekte.
İzmailovo Kremlin
Burası şehir merkezinden biraz uzakta. Partizanskaya metro durağına gitmeniz gerekiyor burayı gezmek için… Metrodan inip dümdüz yürüyünce önce önünüze Vernisaj çıkacak, İzmailovo Kremlin onun sol tarafında kalıyor ama yanyanalar, kolaylıkla bulunuyor.
Neyse, buradan hızlıca çıkıp İzmailovo Kremlin’i görelim bakalım dedik. Eskiden Rusya’da neredeyse her önemli şehrin bir Kremlin’i olurmuş. Düşmandan korunma amaçlı yaparlarmış bu kale duvarları ile örülü kompleksleri. Eskiden tahtadan yapılan Kremlinler, daha sonra taştan yapılmaya başlamış. Rusya’daki pek çok şehir ve kasabada karşınıza çıkabilecek toplamda 20 civarındaki bu Kremlin’ler hem tarihi hem de mimari açıdan önemliler.
İzmailovo Kremlin’in içinde geleneksel Rus düğünleri yapılan bir kilise, Votka Müzesi, Kostüm Müzesi, Oyuncak Müzesi, Çan Müzesi, Rus Peri Masalları Müzesi gibi enteresan yerler var.
Buraya gitmeden önce acaba bir düğün görebilirmiyiz diye merak ederken tam 3 tane düğün gördük :) Düğün için upuzun limuzinler ile geliyorlar buraya. Bu limuzinlere gelin, damat ve yakınları sıkış tepiş doluşmuş oluyor.
Vernisaj
Vernisaj bir dolu hediyelik eşyanın satıldığı pazar yeri gibi bir yer. Matruşkalardan magnetlere, Rusların meşhur kürk şapkalarından tutun da rozetlere kadar çeşit çeşit eşya satılmakta. En çok rastlayacağınız buraya özgü hediyeliklerden biri de khokhloma denilen el işi boyamalı tepsiler ve kutular. Parlak kırmızı, sarı ve siyah boyamalı bu el işi hediyelik eşyaların kalitesizinden kalitelisine ucuzundan çok pahalısına birçok çeşidi var.
İşin doğrusu ben burayı pek sevmedim, pek ruhsuz buldum. Şehirde caddelerde gezerken girdiğim dükkanlardan alışveriş yapmak daha güzeldi. Burası için nasıl bir sıfat kullanayım bilemiyorum ama çok içimi kararttı desem yeridir. Çok virane ve bakımsız göründü bize, o yüzden de kendimizi 5-10 dakika içinde dışarı attık buradan. Ama ucuz ve hesaplı hediyelik eşya bulabilirsiniz burada, o konuda diyecek bir lafım yok…
Meşhur matruşkalar Vernisaj’da satılan en popüler hediyelik eşyalar ama ben bir tane bile almadım, pek haz etmiyorum onlardan nedense. Çocukken vardı matruşkalarım, hediye gelmişti. Onlar yetti herhalde, artık istemiyorum…
Moskova Caddeleri
Moskova turu için görülecek tarihi binalar kadar caddeler de önemli. Moskova gezisi için birkaç güzel cadde önerisini de vereyim.
Eski Arbat
Burası Moskova’nın eski ve tarihi bölgesinde yer alan sadece yayalara mahsus güzel bir cadde. Arbatskaya metro durağında inerek buraya ulaşmanız mümkün. 15. yüzyıldan kalma bu caddede eski ve güzel tarihi binalar var. Sağda solda çeşitli mağazalar, kafe ve restoranlar yer almakta. Ortada veya kenarda resim yapan ressamlar, kitap satıcıları, hazır resim ve tablo satanları, çeşitli hediyelik eşya satıcılarını görebilirsiniz. Çok renkli bir cadde burası, ben çok sevdim. Taş kaldırımları rengarenk binaları, zevkli sokak lambaları ve çiçekleriyle Moskova’daki favori yerlerimden biri oldu burası… “Moskova Ruhu”nu muhafaza eden yerlerden biri olarak kabul edilen bu bölgede önemli Rus ressamları, yazarları ve diğer pek çok sanatçıları yaşamış. Puşkin’in Arbat Caddesindeki evi şimdi müze.
Yeni Arbat
Yeni Arbat adından da anlaşılacağı üzere yeni ve modern binaların, yüksek ama çoook yüksek binaların olduğu geniş bir cadde. Ortasından işlek bir trafik akıyor. Herşey büyük, herşey kocaman… Alışveriş merkezleri, sinema, oteller, iş merkezleri, ofisler ve yerleşim yerleri var burada…
Moskova’nın şık ve güzel diğer caddeleri: Tverskaya, Kuznetsky Most, Nikolskaya Ulitsa, Proezd Drive ve Kamergersky
Tverskaya Caddesi
Şehrin en büyük ve en önemli caddelerinden bir diğeri ise Tverskaya. Bu caddede mağazalar, oteller, marketler, restoran ve kafeler var. Tverskaya caddesinden girilen yan sokakların hemen hepsi de birbirinden güzel… Bu caddede su almak için bir markete girdik, meğer tarihi bir binaymış, o kadar afalladık ki anlatamam. Bu arada meyve, sebze, süt vs alan insanlara pek de aldırmadan süpermarketin fotoğraflarını bir sarayı fotoğraflıyor edasıyla çektim durdum :) Tverskaya Caddesi’nin sonu Pushkinskaya Meydanı’na çıkıyor. 1937 yılında Alexander Pushkin’in adını verdikleri bu meydanda Pushkin’in bir heykeli de var.
Kamergersky Caddesi
Tverskaya’dan yukarı çıkarken sağda gözümüze çarpan bu sokak o kadar güzeldi ki, Tverskaya Caddesi’ni gezip bitirince, hemen geri dönüp bu sokağa daldık. Adı Kamergersky. Araç trafiğine kapalı, heryeri restoran-kafe dolu, çiçeklerle süslü şipşirin bir sokak bu. Ondan aşağı doğru inince yine birçok güzel sokak çıkıyor bu civarda karşınıza.
Kuznetsky Most
Kamergersky Caddesi bitince karşıya geçtiğinizde upuzun devam eden çok güzel bir başka cadde var: Kuznetsky Most. Bu cadde Teatralnaya Caddesi’ni de keserek ilerleyip epeyce devam ediyor. Cadde çeşit çeşit mağazalar, restoran ve kafeler ile dolu. Ben çok sevdim bu bölgeyi… Kuznetsky Most Caddesi sona erdiğinde sağa doğru dönüp, tekrar Kızıl Meydan’a doğru yürüyerek diğer güzel caddeleri keşfe çıktık…
Tretyakovsky Proezd
Teatralnaya Caddesi’nde yürürken karşımıza çıkan bir yer var, adı Tretyakovsky Proezd. Görkemli bir girişi olan ara sokak gibi bir yer burası. Teatralnaya Caddesi’nde ön girişi var, sokağın bitimi ise Nikolskaya Caddesi’ne çıkıyor. Ermenegildo Zegna, Yves Saint Laurent, Bentley gibi pahalı lüks markaların satıldığı küçük bir ara sokak denebilir buraya.
Nikolskaya Caddesi
Burası da rengarenk tarihi binalarıyla ve şahane mağazalarıyla en sevdiğim caddelerden biri olan Nikolskaya. Bu cadde direkt Kızıl Meydan’a kadar gidiyor.
Moskova Metrosu
Tarihi Moskova Metrosu süsüyle, dekoruyla, avizeleriyle, heykelleriyle ve resimleriyle müze gezer gibi gezilebilecek bir yer. Özellikle bazı istasyonlar diğerlerine göre daha iddialı. Her daim inanılmaz bir kalabalık var. Müthiş bir derinliğe inen kat kat bir metro yapmışlar. Sanki bir başka şehir var aşağıda hissi uyandıran bir yer Moskova Metrosu… Kievskaya, Komsomolskaya ve Arbatskaya en sevdiğim duraklar oldu.
Stalinist Skyscrapers
Stalin’in vaktiyle şanım olsun diyerek yaptırdığı ve pek çok kişinin estetik olmaktan uzak olduğunu düşünerek çirkin bulduğu bu çok yüksek binalar şehrin çeşitli yerlerine yayılmış durumda. Biz 2 tanesini gördük. Arbat Caddesi’nin başında Dış İşleri Bakanlığı Binası var. Smolenskaya Caddesi’nden de görünüyor bu bina… Çok ilgimizi çekmediği için fazla yakınına gitmedik… Bir de Moskova Nehrinden görünen Moscow State University nehre hakim bir konumda olduğu için dikkatimizi çekti.
Kolomenskoye ve Park Pobedy
Church of Kazan veya The Palace Gateway gibi eserleri görüp, yeşile doyulacak bir yer olan Moskova’nın en büyük parklarından biri Kolomenskoye. Aslında burası Büyük Prenslik ve Çarlık çiftliğiymiş. Diyakov şehir harabeleri ve Rus ahşap mimari eserlerini de görmeniz mümkün burada. Park Pobedy ise 1941-45 yılları arasında Nazilere karşı kazanılan zaferin anısına yapılmış. Parkın içinde birçok anıt ve 2.Dünya Savaşı müzesi var.
Moskova’da Alışveriş
Moskova’da alışveriş için birkaç yer keşfettim. Rusya genel olarak ucuz bir ülke değil, öncelikle bunu belirteyim. Öncelikle ilk durağım GUM oluyor. Ama burası fiyat olarak yükseklerde uçtuğu için daha uygun fiyatlarda alışveriş yapmak isterseniz birkaç alışveriş merkezi daha tavsiye edeceğim. Mesela Moscow AFIMALL oldukça büyük bir alışveriş merkezi. Kapitoliy TTs ve Kievskaya metro durağının yakınında bulunan Evropeisky Alışveriş Merkezi var. Her ikisi de alışveriş yapmak isteyenlere güzel imkanlar sunacaktır.
Jolly ile Rusya Turlarına Katılmak İçin Tıkla