Uzun yıllardır şehir hayatı, müzik ve seyahat ile ilgili blog yazılarıyla tanıdığımız Elif Tanverdi ile Jolly gezginleri için buluştuk. Geleceğe dair projelere, müziğe ve seyahate dair yaptığımız söyleşiyi keyifle okumanız dileğiyle.
Sizi “cizenbayan” olarak tanıdık ve bu isimle keyifli bir kitle yarattınız. Serüven dolu yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Mimarlık son sınıf öğrencisiyken sürekli çizim yapıyorum diye kendime aldığım bu nick ile oluşturduğum Twitter ve Instagram hesaplarından, gerek komik gerek ilham verici paylaşımlar yaparak, zamanında bu mecraların “dutluk” olmasından da faydalanarak, belirli bir kitle tarafından takip edilmeye başlandım. Her şey çok kendiliğinden ve doğal gelişti. Zaman içinde pek çok markanın, ajansın bana ulaşmasıyla beraber sayısız iş birliği ile kendime bir iş yaratmış oldum. Ama itiraf edeyim, bu mecralar o zaman bugünkü gibi ana akıma hitap eden mecralar olsalardı, ben bambaşka bir iş yapıyor olurdum diye düşünüyorum. O zamanlar daha farklıydı. Hem takip eden kitlenin genele oranı hem de konuşulan paylaşılan şeyler çok farklıydı. Kendi kendine başlayan ve uzun yıllar gelir kaynağım olmasına rağmen hiçbir zaman para için kendim olmak dışında bir şey yapamadığım bir iş. 40’ın üstünde ülkeye gitmeme; bu sayede sayısız insanla tanışmama ve deneyim tatmama vesile olan bir serüven diyebiliriz.
Dijitalliğin getirdiği güzellikleri mesleğe dönüştürerek hem geziyor hem yazıyorsunuz. Planlamalarınızı nasıl yapıyor, nasıl organize oluyorsunuz?
Son 1.5- 2 senedir asıl ilgimi ve zamanımı DJ’liğe ve müzik prodüksiyonuna kaydırdım. Şu sıralar hafta sonu nerede çalıyorsam seyahatlerimi de ona göre planlıyorum. Bunun öncesinde genelde marka işleri için seyahat ediyordum. 4-5 sene bu şekilde devam etti. Bazen ayda sadece 4-5 gün İstanbul’da bulunduğum oluyordu. Bir süre sonra evimi kapadım. Oturmadığım eve vereceğim kira parasıyla uçak bileti alır bir yere gider oradan çalışırım dedim. Halen de bu şekilde yaşıyorum. Kasım 2016’dan beri evsizim.
Bu çılgın koşuşturma arasında yoga yapmak size neler sağlıyor?
Yoga yapmasaydım akıl sağlığımı koruyamazdım heralde diye düşünüyorum. Hem vücut için çok sağlıklı hem zihin ve ruha çok iyi gelen bir yaşam biçimi.
Müzikle de iç içesiniz. “Anne ben groupie oldum!” lafıyla da bunu vurguluyorsunuz. Müzikle olan maceranız nasıl başladı? Ve bizi bu süreçte yeni neler bekliyor?
Müzikle hep iç içe oldum. Blogumun ana başlıklarından biri “Anne ben groupie oldum” idi. Daha sonra bu ilişki bir grubun menajerliğini yapmaya ardından DJ’lik yapmaya; şimdi ise prodüktörlüğe kadar ilerletti. Artık asıl odak noktam ise müzik. Seyahatlerimin sebebi de müzik. Artık daha önce hiç gitmediğim yerlere beni müziğin götürüyor olmasından çok mutluyum.
Aynı zamanda bir gezginsiniz de. Yepyeni ülkelerin keşfine çıkmak, yeni insanlar tanımak size nasıl hissettiriyor?
Bana yaşadığımı hissettiren şeylerden biri. Benim için asıl heyecan; bir ülkenin bir adetini, neden bizden farklı olduklarını, benzer olduğumuz noktaları görmek. Farklı sosyo-ekonomik çevrelerde farklı kültürlerde büyüdüğümüz arkadaşlarımızla birbirlerimizin kültürlerini mutfaklarını keşfetmek büyük bir zenginlik. Sanırım bunun için yaşıyorum.
Bugüne kadar gördüğünüz coğrafyalar içerisinde sizi en çok etkileyen yerler neresiydi?
Doğası en çok etkileyen yerlerden biri İzlanda. Enerjisi bana hep iyi gelen Buenos Aires ve genel olarak Latin Amerika. Atacama Çölü ve Machu Pichu ise yapısı ile fazlasıyla etkilendiğim yerler arasında. Güney Afrika’nın incisi Cape Town’a ise adeta aşık olmuştum.
Pek çok yer gördünüz, burada birçok insanla tanıştınız ve hikayeler biriktirdiniz. Hiç aklınızdan çıkmayan, başınıza gelmiş en unutulmaz olay neydi?
Benim artık kitap yazmam gerekiyor çünkü hikayelerim böyle anlat anlat bitmez:)
Yeni seyahat planlarınız var mı? Daha önce gitmediğiniz ve en kısa sürede görmek istediğiniz neresi var aklınızda?
7 senedir aralıksız gezdikten sonra 2.5-3 aydır kısa seyahatler dışında hep İstanbul’daydım. Hem biraz dinlenmek istedim hem seyahat ederken en çok ihmal ettiğim şeylerden biri doktor kontrollerime gittim hem de stüdyoda bolca vakit geçirip müzik yaptım. Şimdi artık seyahatlerim başlıyor. Önümde: İngiltere, Sri Lanka, Belçika, Dominik Cumhuriyeti, Amerika, Kanada, İsviçre, Arnavutluk, İspanya, Hollanda gibi uzun bir rota var. Bunların hepsi müzik uğruna ziyaret edeceğim yerler. Benim henüz hiç gitmediğim hayalimdeki yerler ise: Japonya, Avustralya, Brezilya, Güney Kore. Buraları da ilk fırsatta ziyaret etmek istiyorum.
Yeni keşiflere çıkacak Jolly Blog okuyucuları için yola ve yolculuğa dair tavsiyeleriniz neler olur?
Yolda evdeki konforunuzu alışkanlıklarınızı aramayın. Yeni tecrübelere açık olun. Ön yargılı ve korkak olmayın. Bazı değerlere sarılmak kadar birtakım alışkanlıklardan da kurtulmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Son olarak tüm bu renkli ve emek dolu çalışmalarınıza sizi takip edenleri şaşırtacak, farklı projeler eklenecek mi?
Çok teşekkürler güzel sözleriniz için. Bu seneki hedefim kendi prodüksiyonlarımın yayınlanması ve bir süredir o yönde çalışıyorum. Çok çalışıyorum ve az kaldı müjdesini verebilirim.