Budapeşte’ye Yakın Gezilecek Yerler

3 gece 4 tam günümüz olunca Budapeşte’nin yakında görülecek yerleri de keşfetmek istedik. Bir tam gün ayırdığımız iki farklı rota ile Budapeşte’ye seyahatimizi tam bir Orta Avrupa turuna çevirmiş olduk.

Günübirlik Estergon-Szentendre Turumuz

Budapeşte’ye erken saatlerde Jolly Tur otobüsümüzle ayrıldık ve 1 saat sonra ilk durağımız olan Estergon’a vardık. Macarların ‘Esztergom’ dediği kent Osmanlı dönemi dolayısıyla bizim tarihimizde de önemli yer tutar. Tuna Nehri kıyısındaki Estergon ve özellikle kalesinin en iyi görüldüğü yer ise hemen nehrin karşı kıyısındaki Slovak kasabası ‘Sturovo’. Tur otobüsümüzle Tuna üzerindeki köprüden geçip Sturovo’da kahve molası verdik ve Estergon manzarasını fotoğrafladık. Avrupa Birliği’ndeki ülkeler arasında geçişler böylesine kolay olunca kahve içmeye Macaristan’dan Slovakya’ya gitmek de hiç sorun olmuyor.

Estergon Macarlar için de çok önemli, çünkü en büyük katedralleri burada. Estergon Bazilikası olarak adlandırılan yapı tam 100 metre yüksekliğindeki kubbesiyle Macaristan’daki en yüksek bina. Aynı zamanda Katolik inancına sahip olan Macarların dini merkezi olarak sayılıyor.

Estregon’dan sonra Budapeşte’ye daha yakın olan, yine Tuna Nehri kıyısındaki Szentendre’ye geçtik. Szentendre tam bir sayfiye kasabası görünümde. Kristal, dantel işleri, el yapımı hediyelik eşyalar satan pek çok mağaza var. Kasabadaki binaları ve Arnavut kaldırımlı sokakları keşfetmek çok keyifli. Karlar altındaki Tuna Nehri kıyısında yürüyüş yapıp, manzaralı restoranda yemeğimizi yeyip akşamüstü bile olmadan Budapeşte’ye dönmüş olduk.

Günübirlik Bratislava-Viyana Turumuz

Slovakya’nın başkenti Bratislava, Tuna nehri kıyısında 450.000 kişinin yaşadığı küçük bir kent. Çekoslovakya 1993’te ikiye ayrıldıktan sonra başkent olan Bratislava’da görülecek pek çok yer yürüyerek yarım günde gezilebiliyor. Eski Kent’teki ‘Michael Kapısı’nın tarihi Orta Çağa dayanıyor ve 18. yüzyılda son şekli verilen 51 metrelik kulesi ile mutlaka görülmesi gerekenler arasında. Bratislava Kalesi, St.Martin Katedrali ve Slovakya Ulusal Tiyatro binasını gördükten sonra Bratislava’dan ayrılıp Viyana’ya doğru yola çıktık.

Avrupa’da birbirine en yakın iki başkent olan Viyana ve Bratislava arası otobüsle sadece 45 dakika sürüyor. Viyana’daki ilk durağımız ‘Hundertwasser Haus’. 1985’te yapılan bu ilginç bina üst üste yığılmış küplerden oluşmuş gibi görünüyor. Dışı bitkilerle kaplı ve yapımında farklı malzemeler kullanılan Hundertwasser Haus’un yanındaki pasajda birçok hediyelik eşya dükkanı var.

Viyana’nın tarihi merkezini çevreleyen Ringstrasse Caddesi boyunca otobüsle panaromik şehir turu yaptıktan sonra kentin ana caddesi Kartner Strasse girişinde serbest zaman için durduk. Habsburglar döneminde yapılan pek çok eseri barındıran ve Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Viyana aslında en az iki günde gezilmesi gereken bir kent ama bizim üçüncü gelişimiz olduğundan yarım günümüzü ağırlıklı olarak café ve restoranlarda geçirdik. Ama Opera Binası, Stefan Kilisesi (Stephansdom) gibi önemli mekanları yine de gezmeyi ihmal etmedik.

Gelmişken dana etinden yapılan güzel bir Winere şinitzel yemek için ünlü Figlmüller restorana uğradıktan sonra, Demel’de elmalı tatlı Apfelstrudel, Sacher Café’de çikolatalı pasta Sachertorte için mola verdik. Tabii ki yanında kahve olarak da Wiener Melange tercih ettik. Gece geç saatte Budapeşte’ye dönmüş olduk, ama günübirlik yaptığımız bu turda iki farklı ülkenin başkentinde geçirdiğimiz keyifli zaman dolayısıyla sizlerin de yapmanızı kesinlikle önereceğim bir gezi oldu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir