Bestami Köse: “İnsan Kendini Gezgin Hissettiğinde Ruhu Da Güzelliklerle Buluşur”

Her yaştan ve her meslekten insanın hayat öyküsüyle cesaret bulduğu, “Yol Açık, Yola Çık!” sloganıyla birçok insanın yola çıkmasına vesile olan Interrail Türkiye’nin kurucusu Bestami Köse ile Jolly gezginleri için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hayatını seyahat üzerine kuran ve genç yaşında dünyanın birçok ülkesini gören Köse ile, yolculuğa çıkma fikrini, Interrail ailesini, yol hikayelerini ve gezgin ruhlu olmanın ayrıcalıklarını konuştuk.

Bestami Köse

Interrail Türkiye ile sayısı milyonlara ulaşan gezgin kitlesini bir araya getirdiniz. Nereden doğdu böyle bir yolculuğa çıkma fikri?

Interrail Türkiye planlı bir şekilde ortaya çıkmadı. Bir grup kuralım da milyonlara ulaşsın gibi bir hedefimiz olmamıştı. 2012-13 yıllarında üniversiteye başlayan gençlerde “bu sene kesin Interrail yapıyoruz” düşüncesi hakimdi. Aslında bu dönem yine dolar ve euronun yükseldiği bir dönemdi. Benim de o dönemde bir arkadaş aramak ve Interrail yapan insanlarla sosyal medyada buluşmak gibi bir hedefim vardı. Ve bu topluluk oluştu. Tabii o zamanlar 3-6 aylık kısa bir dönemde grup ortalama 3.000 gibi bir rakama ulaştı fakat kimsenin kimseden haberi yoktu. Örneğin bir soru sorulurdu ve o soruya bile aylar sonrasında dönüş alınırdı. Fakat Interrail Türkiye, Roma seyahatimde tüm eşyalarımı çaldırmam ile birlikte büyük bir çıkış yaptı. Gruptakilerin birbirine kenetlenmesini de sağlamış oldu. Bu olay sonrası herkesten motive ve destek mesajı aldım. Gezimi tamamlamama vesile oldular ve 45 gün süren hayatımın en özel turlarından birini onlar sayesinde tamamladım.

Sonrasında grup içerisinde bir buluşma organize ederek “Interrail Türkiye’nin Kamyon Buluşmaları”nı gerçekleştirdik. İnsanların bir arada güzel bir etkileşim yakaladığını görmemiz de bizi daha farklı birçok etkinliği yapmaya sürükledi. İlk büyük etkinliğimiz Türkiye’nin en uzun yolculuklarından biri olan İstanbul’dan Kars’a trenle gitmek oldu. Derken grup güçlendi ve şu an Interrail Türkiye ekibinin 80’e yakın kemik kadro olan yöneticisi/admini var. Bestami Köse

Interrail ailesini nasıl tanımlarsınız? Bu aileden olmak isteyenler nasıl bir yol izlemeli?

Aslında birbirini seven, birbiriyle vakit geçiren arkadaş ortamının kurduğu bir sosyal medya topluluğu olarak tanımlayabiliriz Interrail Türkiye’yi. Burada olmak için belli bir özelliğiniz olması gerekmiyor ya da bizler herhangi bir şart koşmuyoruz. Anadolu’da insanların küçüklükten itibaren dünyayı gezmek gibi bir hayalleri olmuyor, çünkü kendi çaplarında dünyalarını devam ettiriyorlar. Biz de, kendi dünyasında yaşayan bu insanlarına bir yerde çıkış noktalarının olabileceğini, seyahat kavramının hayatlarına girebileceğini duyurmak ve hissettirmek istedik. Bu yüzden herhangi bir şartımız ya da kuralımız yok.

Küçükken hayali hiçbir zaman büyük olmayan ya da gezemeyeceğini düşünen, birilerinin para ya da başka bir sebeple gezebileceğini düşünen insanlara “bakın böyle de bir şey var; seyahat etmek, Interrail yapmak, istediğin bir durakta inip istediğin rotayı çizmek gibi bir hayat da var” demek istedik. En çok istediğim şey, afili kelimelerle seyahatin kocaman zengin bir dünya olduğunu anlatmaktansa onlara göre her şeyi basite indirgemek oldu.

Herkes seyahat edebilir. Seyahat etmek özel bir şey olmaktan daha çok, insanların temel bir ihtiyacı. Bunu göstermek  ise Interrail Türkiye’nin en büyük amaçlarından biri.

Bestami Köse

GezginFest gibi büyük bir organizasyona da imza attınız. Var olan ve gelecek projelerinize dair hedeflerinizi paylaşabilir misiniz?

GezginFest geçen sene ormanlık bir alanda kamp temasında yaptığımız ilk işti. Bu sene biraz daha farklı bir iş yapmak istedik. Özellikle müzik sisteminde… Yıllarca kamp ile festivallere giden insanlar olarak, diğer festivallerde gördüğümüz sorunlardan tamamen uzaklaşmayı ve arzu ettiğimiz şeyi başarmayı istedik. Bu isteklerimize yönelik çalışsak da maalesef eksikliklerimiz oldu, biz de bunları gördük. Tam olarak istediğimizi yapamadık ama GezginFest bizim yani Interrail Türkiye’nin evinde kendi playlistimizi yaratmak için yaptığımız güzel ve insanları buluşturan bir festival oldu. Zaten bu bizim ilk büyük işimizdi ve bu konuda çok daha sağlam iyileştirmelerle çok daha güzellerini yapmayı hedefliyoruz. Bakıldığında bizim için tarihi bir işti ve bize öğrettiği çok şey oldu. Olası hatalarımızdan dolayı özür dileyip 2019 için sürpriz dolu bir festival hazırlığına da başladık diyebiliriz. Diğer bir yandan “Doğu’nun İlk Festivali” mottosuyla Van’da çok güzel bir festivale hazırlanıyoruz. Geçmiş zamanda Doğu Ekspresi tecrübelerimizde tanıştığımız ve bu fikri gerçekleştirmemize destek olan Rıdvan Bey ile festival sürecine girdik. İnsanların Doğu’ya olan ön yargılarını kırarak, gidilmeyecek gözüyle bakıldığı yerlere eğlence ve kamp hayatı götürmeyi düşündük. Türkiye’nin en iyi line up’larından birine sahip bu festivalde de hedefimiz; yine müzik eğlence ve ön yargılardan tamamen uzak barış dolu bir festival geçirmek.

Bestami Köse

Interrail Türkiye birçok sosyal projenin de içerisinde yer alıyor. Bu noktada sizin için hangi projeler öncelikli oluyor?

Eğer bu kadar insan bir araya gelebildiysek daha birçok insana, doğaya, vatana, millete, ağaca ve hayvana faydalı olmamız gerektiğine inanıyoruz. Urfa’ya, Hakkari’ye, Kars’a ve daha birçok şehre gitmemizi sağlayan sosyal projelerimiz oldu. Ve bunu bir görev edinip her sene 4-5 tane proje yapmaya çalıştık. Bu doğrultuda düşünceler ve talepler de arttı fakat biz 20 tane parça parça sosyal projelerde yer almaktansa sağlam 3-5 tane projenin içerisinde yer almayı istiyoruz.

Çöp ve atık üzerine, yani doğayla bir arada olup onu koruyabileceğimiz projeler ve etkinlikler düzenlemeyi tercih ediyoruz.

Bestami Köse

“Yol Açık, Yola Çık!” sloganıyla öğrenci, öğretmen, işçi, yönetici; kısacası her kesimden insanlara ulaşıp onlara yola çıkma cesareti verdiniz. Bu süreçte sizi etkileyen bir hikaye oldu mu?

Bileklikle ilgili çok hoş anılar yaşadım. Everest’e tırmanırken babası Diyarbakırlı olan Yeni Zelandalı bir gezgin ile tanışma fırsatım olmuştu ve bu beni orada çok şaşırtmıştı. Bizim sloganla, dolayısıyla bileklikle yakalamayı istediğimiz şey de şuydu; insanların elbet hayatları boyunca bahaneleri olacak, belki uzun süre maddi olarak iyi duruma gelemeyecekler ama biz bahanelerine sürekli sadık olan ve sürekli adım atmak için bir bahaneye ihtiyacı olan insanları gaza getirip, hayatın sunduğu o farklı perspektifi hatırlatmayı istiyoruz. Ve her adım attığımız yerde karşımıza çıkan bu insanlar, kısacası “Ya bu da mı gezdi?” dedirtmeyi başaran o insanlar, bize bu sloganın gücünü ve kazandırdıklarını hatırlatmaya yetti. O yüzden tonla hikaye, gülümsetecek bir sürü anı da peşimden gelmeye devam ediyor.

Bestami Köse

Size göre gezgin ruhlu olmanın ayrıcalıklı bir yanı var mı?

Gezgin olmak hayatı yaşamakla alakalı diyebilirim. Kişi belki 80 ülke gezmiştir ama bir gezgin olmayı başaramamıştır. Belki 5 ülke, belki de Türkiye’de 30 şehir gezebilen biri olmuştur ama hayatı gezmek ve seyahat etmek üzerine konumlandırmış; ön yargılarını kırıp, çok daha fazlasını merak etmeye başlamışsa bir şeyler zaten farklı olmaya başlar. Bu yüzden bir insan kendini ne kadar gezgin hissederse ruhu da o denli güzelliklerle buluşur. Ayrıcalıklar da burada başlar; insana inanç katar, güç verir ve kimi zaman da hissetmeyi yeniden hatırlatır. Ben de bunun çok daha fazla yayılmasına herkesin kendisine gezgin demesine; ruhunu, hayatını, planlarını belki de karakterini bu kavramın güzellikleriyle dönüşüme uğratması gerektiğine inanıyorum.

Yeni yerleri keşfetmek için yola çıktığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Sürekli yolda olma halini biraz anlatabilir misiniz?

Bir gün başka diğer gün başka bir ülkede gözlerinizi açmak bence muazzam güzellikte bir durum. Yola çıktığım zaman hissettiğim o inanılmaz özgürlük hissini peşimden ayırmıyorum. Çünkü adımını attığın ülkede kimse sizin saçınızla, sakalınızla, giydiğiniz ayakkabıyla, taktığınız saatle veya duruşunuzla ilgilenmiyor. Sırt çantamla, bulunduğum o bambaşka auranın içerisinde kendimi keşfetmeye çalışıyorum. Yepyeni, güzel insanlarla tanışmanın zenginliğine kavuşuyorum. Bir gün Nepal’de diğer günümün bambaşka bir yerde geçiyor olmasının verdiği o saf hissi keyifle yaşıyorum.

En güzeli de yurda döndüğünde dünyanın çok farklı bir noktasından evinize gönderilen şirin bir temenni kartının senin adına olması…Ben bu hissi her seferinde yeniden yaşamayı seviyorum.

Bestami Köse

Yola çıkacak her yaştan insana önerileriniz neler olur?

Ben olsam diyerek her zaman kendime hatırlattığım şeyleri yola çıkan herkese de önerebilirim. Öncelikle Hindistan pistir, Fransız soğuktur gibi kulaktan dolma ön yargılarını kesinlikle bir kenara atmalılar. Oraya gidip deneyimlemeden asla fikirlerinizi şekillendirmemelisiniz. Benim hayatımın tüm özetini de bu eylem oluşturuyor. Yaşamak, deneyimlemek, beğenmek ya da beğenmiyorsam farklı yollar aramak üzerine bir yaşam sürüyorum. Bu yüzden deneyimlemeden büyük laflar etmek özgürlüğünüzü kısıtlayan bir hamle olacaktır. İnsanı, kültürü, alışkanlıkları tanımanın en önemli yolu couchsurfing ile zaman geçirmektir bana göre. Bunu deneyimlemelerini önerebilirim. Sırt çantası da seyahatlerde dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta. Olabildiğince hafif, pratik ve kullanışlı eşyalar ile yola çıkmaları gerektiğine inanıyorum.  Son olarak, bunu gizli bir kural gibi de düşünebilirsiniz fakat iki kişiyi aşan kalabalık seyahatler kesinlikle önerdiğim bir şey değil.

Bu zamana kadar sizi çok etkileyen ve kendinizi oraya ait hissettiğiniz bir yer oldu mu?

Patagonya bölgesini çok sevmiştim. Tırmanış, dağ, tepe gibi aktiviteleri kendime yakın gördüğümden o bölge ve yaşantısı da aşırı hoşuma gitmişti. Norveç ise bence insanlığın geldiği en güzel noktalardan biri. İnsanların birbirleriyle iletişimi, doğaya bakış açıları, sırt çantalı kültüre bakış açıları vs. çok daha başka olduğundan Norveç de benim adıma çok beğendiğim yerlerden biri. Dünyanın en samimi ve yardımsever insanlarının olduğu İran da benim için çok önemli bir ülke.

Bestami Köse

Seyahat çantanız içerisinde olmazsa olmazlarınız nelerdir?

Bel ağrım dolayısıyla seyahat çantamda olmazsa olmaz listesi diye bir liste yok maalesef. Ama hayatımı kolaylaştıracağına inandığım su geçirmez küçük poşetler, çakı, küçük kamp malzemeleri ve küçük bir tulum olmazsa olmazlarımdır.

Henüz görmediğiniz hangi ülkeye ya da coğrafyaya seyahat etmek isterdiniz?

Öncelikle Antartika’yı çok merak ediyorum. 2017’de Patoganya’daki dünyanın en güney noktasına ulaşmıştım. Oraya kadar varmamın nedeni Antartika’ya gitmekti fakat bilet fiyatları tahmin ettiğimin de üstünde çıkınca maalesef gidemedim. İçimde ukde kalan özel yerlerden biridir. Diğer gezip görmek istediğim yer ise Avustralya Kıtası.

1 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir