New York’taki yaşamınızın ardından Digitürk’te çalışmaya başladınız ve ardından Lig TV’de spikerlik yaptınız. New York’taki dönem, ardından ise Lig TV günlerinizi, hayatınıza kattıklarını bizlerle paylaşır mısınız?
New York sürekli yaşayan, sizi hep canlı tutan muhteşem bir şehir. Adım attığınız her sokak, size farklı deneyimler sunuyor, kozmopolit yapısı farklı kültürleri tanımanızı sağlıyor. Benim gibi gastronomi aşığı biri için de cennet. New York’ta keşfettiğim farklı lezzetler, yaptığım yemekleri, mutfağa bakış açımı hala etkiliyor. Lig TV’de ise, farklı programlarda canlı yayın yapma, ana haber sunma tecrübelerim oldu. Kendine güven, diksiyon ve sunum anlamında bana katkısının çok büyük olduğunu düşünüyorum.
İdil Yazar’ın yemek yapma arzusunu keşfetmedeki yolculuğu nasıl başladı?
Mutfağa ve yemeğe ilgim ben çocukken köklerden başladı. Rahmetli anneannem Adile Hanım yemekten çok iyi anlardı. Çocukluğum onu izleyerek, yemek hakkındaki bilgilerini dinleyerek geçti. Üniversite yıllarımda tek başıma yaşadığım için mutfağa girmeye başladım. Anneannemi kaybettiğimde ise, kariyerimi mutfakta yapmak istediğime karar verdim. Bir şekilde onun mirasını sürdürdüğümü düşünüyorum.
Şu anda neler yapıyorsunuz? Hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
İdil Yazar YouTube kanalımdan haftada 4 yeni yemek tarifi yayınlamaya devam ediyorum. YouTube kapanmadığı sürece mutfağımdan paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu sene kendi ofisimi ve stüdyomu açtım. Workshoplar içinde kullandığım büyük bir mutfağım oldu. Hafta sonları hürriyet.com.tr’de yazıyorum. Çok yakında televizyon programım başlıyor. 2018’de ilk kitabım gündemde.
Genç bir annesiniz. Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Annelik tattığım en güzel, en dolu his. Anne olduktan sonra hayatım tarif edilemez bir şekilde zenginleşti. Büyüdüğümü ve olgunlaştığımı hissediyorum.
Aynı zamanda başarılı bir bloggersınız. Blogger olarak bir gününüz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz?
Çalışmaktan beslenen biriyim. Her ânımı değerlendirdikçe yaşama daha çok bağlanıyorum. Zamanımın çoğunu mutfakta yeni reçeteler çıkartarak ya da çekim yaparak geçiriyorum. Mutfağı ve paylaşmayı çok sevdiğim için bu durumdan çok mutluyum.
En çok hangi sosyal medya uygulamasını, mecrasını kullanmayı seviyorsunuz? Özel bir tercihiniz var mı?
YOUTUBE :)
Türkiye’de vlogger olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Benim gibi, YouTube’da içerik oluşturan ve paylaşan kanal sahiplerine aslında vlogger deniyor. Benim için bir dezavantajı yok diyebilirim. Tutkum olan işi yapıyorum. En büyük avantajı, kendi çizgimde tutkumu paylaşabilmek. Yüz binlerce kişiye hitap etme şansı yakalıyorum.
Büyük bir izleyici ve takipçi kitleniz var. Takipçilerinizle kurduğunuz bu iletişimde sizi mutlu eden şeyler neler?
Bütün içeriklerim, paylaşımlarım takipçilerim için. Onların hayatına dokunmak bende hep daha fazlasını daha iyisini yapma hissini uyandırıyor. Hep beraber oturulan masalar bizi bir araya getiriyor, paylaşmamızı sağlıyor. Ne iş yaparsak yapalım en güzel duygu paylaşabilmek ve paylaşmaya teşvik etmek değil mi?
Fırsat buldukça seyahat ediyorsunuzdur. Seyahat rotalarınızı nasıl belirliyorsunuz? Kültür gezileri mi, deniz/kum/güneş gezilerini mi tercih ediyorsunuz?
Mutfaktan sonra en büyük tutkum seyahat etmek. Fırsat buldukça farklı ülkelere gidip, farklı kültürleri tanımak istiyorum. Rotam, yemek kültürü ile paralel ilerliyor. İyi yemek için koşarım :)
Bugüne kadar gördüğünüz coğrafyalar içerisinde sizi en çok etkileyen yerler neresiydi?
Hindistan, Meksika, San Sebastian ve Tayland.
Bir seyahate çıkarken İdil Yazar’ın çantasında genelde neler oluyor? Bir yolculuğa çıkarken en çok ihtiyaç duyduğunuz eşyalar hangileri?
Kameram, fotoğraf makinem. Her zaman araştırmasını önceden yaptığım detaylı restoran ve sokak lezzetleri listesi.
Pek çok yer gördünüz, doğasıyla ve insanıyla tanıştınız. Henüz görmediğiniz hangi coğrafyaya seyahat etmek istersiniz?
Küba’yı çok merak ediyorum.
Çok eğlenceli bir söyleşi olmuş hürriyet internet sitesindeki yazılarını beğeniyle takip ediyorum.