İlkbaharda Gidilecek Yerler: 5 Farklı Ülke 5 Farklı Kültür

Güneş yüzünü göstermeye başlayınca, ayların en güzel ilkbaharı değerlendirmek için ilkbaharda gidilecek yerler listesi yaptık kendimize. Doğanın canlandığı, yeşilin ve mavinin buluştuğu ilkbaharı, kıştan sonra ruhumuzda çiçekler aça aça karşılıyoruz. Baharla birlikte sanki kendimizi daha özgür ve sınırsız hissediyoruz. Bahar, güzel bir yaz mevsiminin habercisi olsa da en güzel tatillerin yaşanacağı bir zamandır da aslında. O halde gelin ilkbaharda gidilecek yerler listesine göz atalım.

İlkbaharda Gidilecek Yerler

Tam seyahat havası dediğimiz ilkbahar aylarına en yakışan şehirleri seçtik. Bu şehirlere yolculuk yapmayı hangi seyahat sever istemez ki?

Furano / Japonya

İlkbaharda gidilecek yerlerFurano, Japonya’nın kuzeyindeki Hokkaido Bölgesi’nde yer alan ve lavanta bahçeleri ile ünlü yerlerinden biri. Furano’da her yerde doğanın en güzel renklerini görebileceğiniz güzel bir bahar ve yaz sezonuna sahip. Burada özellikle ‘‘Belly Button Dancing Festival” olmak üzere pek çok festivaller düzenleniyor. En güzel lavanta sezonunun temmuz ayında olduğu ve her yıl bazı lavanta ve çiçek festivalleri özellikle Kami- Furano Naka-Furano düzenleniyor. Rotanızı farklı yerlere çevirmeye niyetiniz varsa Japonya, ilkbaharda gidilecek yerler arasında en farklı destinasyonlardan biri olacak.

Medellin / Kolombiya



İlkbaharda gidilecek yerlerMedellin, Kolombiya’nın kuzeybatı kesiminde, Antioquia ilinin merkezinde yer olan bir şehir. Güney Amerika’nın her iki okyanusuna da kıyısı olan tek ülkesi. Nüfusu yaklaşık olarak 46 milyon. Dünyanın en meşhur kahvesi buradadır, dünyanın kahve üretiminin %12’si Kolombiya’ya aittir. Bununla birlikte 3500 orkide çeşidine sahip. Medellin’de bahar ayları çiçek şenliği gibi geçiyor neredeyse. Rengârenk çiçekleri sokakların her yerinde görmeniz mümkün. Narcos dizisini sıkı takip edenler de Medellin hakkında az çok bilgi sahibi olmuştur:)

Keukenhof / Hollanda



İlkbaharda gidilecek yerlerKeukenhof, dünyanın en büyük çiçek bahçelerinden birisi. Yaklaşık olarak 7 milyon çiçek soğanı olduğu biliniyor ve 32 hektar ( 79 dönüm ) alanı kapsıyor. İlk kez 1949 yılında kurulmuş olan bahçe, Amsterdam yakınlarındaki Lisse’de açılan bahçe daha sonra lalenin bin türlüsü ile değişik çiçeklerin ekildiği ve bir anlamda açık hava lale müzesi görünümde adeta. Her yıl mart ayının son haftasından mayıs sonuna kadar açık kalan Keukenhof, aynı zamanda dünyanın en büyük çiçek bahçesi konumunda. ‘Yeryüzündeki cennet’ olarak tanımlanan 32 hektar büyüklüğündeki bahçeyi ziyaret edenlerin sayısı yıllık ortalama 800 bin. 11. yüzyıldan beri Türkler tarafından yetiştirilen laleler, 16. yüzyılda Batılı seyyahların Osmanlı İmparatorluğu’na yaptıkları ziyaretlerle Avrupa’ya taşınmaya başlamış. Kanuni Sultan Süleyman’ın büyükelçisi De Busbecq, Hollandalı botanikçi Carolus Clusius’a ilk lale soğanlarını hediye etmiş. Bahçede Kanuni Sultan Süleyman’la ilgili tabela ve bilgiler mevcut.

Toskana / İtalya

İlkbaharda gidilecek yerler

Toskana, İtalya’nın ilk özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisi. Manzarası, doğası ve güzel sanatlara ait olan miras yönüyle tanınır bilhassa. İlkbaharda gidilecek yerler arasında en karakteristik ve en etkileyici yerlerden biri. Özellikle, Roseto Botanico Carla Fineschi Botanik Bahçesi’ni  mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. Toskana Bölgesi’nde 1967 tür gül bulunuyor.

Giverny / France

İlkbaharda gidilecek yerlerRessamlara ilham kaynağı olan Fransa’nın güzel köylerinden biri Giverny. Fransız ressam Claude Monet, 50 yaşında ününün doruğunda Paris’e 80 kilometre uzaklıktaki Giverny’de bir kır evi inşa ettirdi. Sekiz dönümlük bahçesini yapay göl ve çiçeklerle cennete dönüştürdü. 36 yıl boyunca pek çok tablosunu burada yaptı. Ölümünden sonra Fransız Akademisi’ne bağışlanan ev 1980’den bu yana ziyarete açık. Yıl boyunca resim ve doğa meraklılarının akınına uğruyor.

Empresyonizm akımının öncülerinden Claude Monet o zamanlar küçücük bir köy olan Giverny’i bir tren yolculuğu sırasında pencereden bakarken keşfetmiş.  Hemen bir ev kiralayıp, büyük ailesiyle köye yerleşmiş. Ardından da köyü o kadar  sevmiş ki, oturduğu evi satın almış ve  43 yıl burada  yaşamış. Monet’nin ilham perisi yıllar boyunca evi, bahçesi ve Giverny ( Jiverni okunuyor) köyü olmuş. Giverny’i üne kavuşturan Monet’in ardından diğer ressamlar da buraya akın etmişler; Seine Vadisi’nin ışığı onları pervaneler gibi kendine çekmiş. Monet’nin şimdi bir müze olan evi ve bahçesi sayesinde her yıl 500 binden fazla turist çekiyor köy. Normandiya’nın bu  yöresinin size  sunduğu başka  şeyler de var: Göz kamaştıran şatolar, değirmenler, muhteşem bahçeler, sanat galerileri.

Bilgi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Kafeinli Gezgin’i 2012 yılında açmaya karar vermenim sebebi, gezmeyi, kültüre sanata ilgi duyan, yeni yerler, yeni bilgiler edinmek isteyen meraklılar için seyahatlerinde yol gösterici bilgiler vermeyi kendine amaç edindim. Çok sevdiğim ünlü gezgin Nancy Novogrod’ın bir sözünü hatırlatmak isterim. ' Daha çok insan seyahat edebilse dünya çok daha iyi bir yer olurdu’ der.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir