Birbirinden özel şarkılarının yanı sıra sıra dışı video klipleriyle de tanınan Bahadır Tatlıöz ile sanatın ve seyahatin her noktasına değindik. Geleceğe dair hayallere, müziğe, yaşama ve seyahate dair bilinmeyenlerini JollyBlog okuyucularıyla paylaşan Tatlıöz ile yaptığımız söyleşiyi keyifle okumanız dileğiyle.
Yıllarını müziğe adamış bir sanatçı olarak müzik serüveninizden bahsedebilir misiniz?
Müzisyen bir ailede doğduğumdan küçük yaşlarda müzikle tanıştım. 6 yaşında girdiğim konservatuvara uzun yıllar devam ettim. Piyano ve kompozisyon bölümünde okudum. 13-14 yaşlarında piyasada çalan en genç klavyeci ve müzisyenlerden biri olarak sahneye adımımı attım ve o dönemin popüler insanlarına çalmaya başladım. 15-16 yaşlarında ilk aranjemi yaptım. Onun haricinde caz müzik ve etnik caz müzik alanında çalışmalar yaptım. Hem yurt içinde hem de yurt dışında dünyaca ünlü insanlarla çalışma mutluluğunu yaşadım. O günden itibaren popüler müzik alanında çalışmalar yapmaya başladım. Tabii sosyal sorumluluk projeleri de ürettim bolca. Küresel ısınmayla alakalı vs. çok değerli projelere değindim ve şu anda popüler müzikle ilgili çalışmalarıma devam ediyorum.
Yaptığınız müziği ve tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Şu an yaptığım müziği pop müzik alanı içerisinde yorumluyorum ama alternatif pop müzik yapıyorum. Çok alıştığımız, 90’lardan bugüne kadar gelen, daha çabuk tüketilen ve basit sözlerle yazılan popun dışında bir müzik yaptığımdan alternatif pop müzik olarak adlandırıyorum.
Müziğinizi kullanarak birçok başarılı proje içerisinde yer aldınız. Onlardan biri de Ahmet Kaya’dan da dinlediğimiz “Kendine İyi Bak” şarkısı oldu. Bu tarz bir cover fikri nasıl gelişti?
Cover fikrini aklıma sokan elbette ki yine müzikseverler oldu. 2018 yılı içerisinde yoğun bir şekilde Anadolu turnesi yaptık. Her konserden sonra bir Ahmet Kaya şarkısı söylememle alakalı mesajlar ve mailler almaya başladım. Son olarak “Su Yolunu Bulur” şarkımın klibini Batman’da çektikten sonra Güneydoğu’dan çok ciddi anlamda bir Ahmet Kaya şarkısı isteği olmaya başladı. Ben de hangi parçasını yorumlayabileceğime dair arayışlar içerisine girdiğimde, “Kendine İyi Bak”ı tercih ettim. Hem onların isteklerine cevap verdim hem de severek hayata geçirdiğim bir projeye imza atmış oldum.
Başarılı yorumlamalarınızın yanı sıra özel kliplere de imza atıyorsunuz. Yepyeni kurguların içerisinde bulunmak, bunlar sayesinde yepyeni coğrafyalara adım atmak sizin için ne anlam ifade ediyor?
Her alanda olduğu gibi müziğin de müzisyenin de devamlı değişim içerisinde olması gerektiğine inanıyorum. Ve bu değişimi de çevresiyle süslemesi gerektiğine inanıyorum. Anadolu’nun birçok güzel yerini kendi adıma keşfetmeyi çok önemli buluyorum ve bu görselleri de müzikseverlere taşımayı çok seviyorum.
Çok güzel bir kültürümüz var. Kültürümüzle alakalı güzel görselleri şarkılarla süslemek çok keyifli bana göre.
Müzik sizin hayatınızda bütünüyle yer alıyor. Piyanist kimliğiniz de bunun göstergesi. Hayatınıza dokunabilmiş bu enstrumanın size etkileri nasıl oluyor?
Bana etkileri tabii ki çok yoğun, benim için bir yaşam biçimi. Son yıllarda piyanoyu hayat arkadaşım olarak adlandırıyorum. Ama hayat arkadaşıma birazcık da olsa zaman ayıramıyorum ve o bana biraz kırgın galiba. Ama zamanla tekrar aramızın düzelteceğimizi düşünüyorum. Benim hayatıma katkısı çok büyük. Şu anda ne yapıyorsam çocukluğumda onunla ilgili çalışmalarım sayesindedir.
Yaptığınız sayısız güzel işlerin yanı sıra birçok sosyal sorumluluk aktivitesi içerisinde de yer alıyorsunuz. Aklınızda güzelliklere gebe yeni projeler var mı?
Kesinlikle yeni sosyal sorumluluk projeleri var. Zaten başlattığımız “Müzikten Engelleri Kaldır” projemiz var ve 5-6 aydır her konserimizde işaret dili çevirmeniyle sahneye çıkıyoruz. Sahnede işitme engellileri düşündüğümüz bir konsept yarattık. Benim sağ tarafımda sevgili Şevval Şengül işitme engelliler için bütün konseri çeviriyor ve bu arkamızda duran led ekrana yansıtılıp kalabalıklar arsasındaki işitme engelli kardeşlerimize de müziğe katılmasını sağlıyor. Bu önemli bir sosyal sorumluluk projesi ve buradaki amacımız diğer müzisyen arkadaşlarımızın da bu konuya eğilmesi. Onun haricinde 2019 yılı içinde engellilerle ilgili bir klip planlıyorum.
Hayatınızı, kariyerinizi ve işlerinizi nasıl planlıyorsunuz? Bundan sonraki süreçlerde hangi işlere imza atmak istersiniz?
Bundan sonraki süreçte planladığım ilk iş, iz bırakacak bir sinema filmi çekmek ve yönetmenliğini üstlenmek.
Sanatın diğer alanları üzerine de çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyor musunuz?
Müzik hayatım çok yoğun olduğu için çalışmalarım da çok yoğun ve bunun yanı sıra yönetmenlikle alakalı çalışmalarım da devam ediyor. Bir sinema filmiyle alakalı planım var. Yakın tarihte onunla ilgili ön çalışmalara başlayıp güzel bir projeyi hayata geçirmek hayalindeyim. Umarım bu hayallerim gerçekleşir.
Çalışmalarınız sayesinde bugüne kadar birçok ülkeyi gördünüz. Gördüğünüz ülkeler içerisinde sizi en çok etkileyen yerler neresiydi?
Tabi ki yabancı ülkelerden bahsettiğimiz zaman İtalya aklıma geliyor. Venedik’in aşk ve tarih kokan ilginç bir şehir olması insana gerçekten değişik hisler yaşatıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yaşamadığınız hislerin birçoğunu şehrin kendi enerjisinde yaşıyorsunuz. İlerleyen tarihlerde de kentin sular içinde kalacak olması insanda hüzün ve keder yaratıyor.
Jolly ailesiyle en sevdiğiniz 3 yeri paylaşır mısınız? Mutlaka görün dediğiniz yerler nerelerdir?
Mutlaka görün diyeceğim 3 yerden birisi Peri Bacaları’dır. Kesinlikle görülmesini tavsiye ediyorum. Ayrıca İtalya’da Venedik ve Fransa’da Paris’in kesinlikle görülmesini tavsiye ediyorum.