İstanbul’un siluetini taçlandıran, asırlar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Ayasofya Camisi, sadece Türkiye’nin değil, dünya kültür mirasının da en önemli yapılarından biridir. Bizans döneminden Osmanlı’ya, oradan da günümüz Türkiye’sine uzanan tarihi yolculuğunda üç kez inşa edilen bu muhteşem yapı, mimari özellikleri ve içindeki sanat eserleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Ayasofya Camisi İstanbul’un tarihi yarımadasında, Sultanahmet Meydanı’nda yer alıyor ve her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin uğrak noktası olmayı sürdürüyor.
Ayasofya Camisi Nerede? Nasıl Gidilir?
Ayasofya Camisi, İstanbul’un Fatih ilçesinde, Sultanahmet semtinde bulunmaktadır. Tarihi yarımadanın kalbinde yer alan bu ihtişamlı yapı, İstanbul’un en önemli turistik bölgelerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda konumlanmıştır. Çevresinde Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii (Mavi Cami), Yerebatan Sarnıcı gibi önemli tarihi yapılar da bulunmaktadır.
Ayasofya Camisi’ne ulaşım oldukça kolaydır. İstanbul’un farklı noktalarından çeşitli toplu taşıma araçlarıyla buraya gelebilirsiniz:
- T1 Kabataş-Bağcılar tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında inebilirsiniz.
- Eminönü, Karaköy ve Beşiktaş’tan kalkan vapurlarla Eminönü’ne, oradan da tramvayla Sultanahmet’e ulaşabilirsiniz.
- Marmaray ile Sirkeci istasyonuna gelerek kısa bir yürüyüşle veya tramvayla Ayasofya’ya varabilirsiniz.
- Şehrin çeşitli noktalarından kalkan otobüslerle Sultanahmet Meydanı’na ulaşabilirsiniz.
İstanbul’da konaklayacaksanız, İstanbul otelleri arasından Sultanahmet bölgesindeki otelleri tercih ederek Ayasofya’ya yürüme mesafesinde kalabilirsiniz.
Ayasofya Camisini Kim Yaptı? Ne Zaman İnşa Edildi?

Bugün gördüğümüz Ayasofya (üçüncü Ayasofya), Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Yapımında dönemin en ünlü iki mimarı olan Trallesli Anthemius ve Miletoslu Isidoros görev almıştır. İmparator, daha önce aynı yerde bulunan ve Nika Ayaklanması sırasında yıkılan ikinci Ayasofya’nın yerine, daha görkemli bir yapı inşa ettirmek istemiştir.
İnşaat sürecinde yaklaşık 10.000 işçi çalışmış ve yapının tamamlanması sadece 5 yıl sürmüştür. Bu, o dönem için inanılmaz bir hızdır. İnşaatta kullanılan malzemeler imparatorluğun dört bir yanından getirilmiştir:
- Efes’teki Artemis Tapınağı’ndan mermerler.
- Mısır’daki Heliopolis’ten kırmızı porfir sütunlar.
- Yunanistan’dan yeşil porfir taşlar.
- Marmara Adası’ndan beyaz mermerler.
- Suriye’den sarı taşlar.
Ayasofya’nın açılışı 27 Aralık 537 tarihinde görkemli bir törenle yapılmış ve İmparator Justinianus’un “Ey Süleyman, seni geçtim!” dediği rivayet edilmiştir.
Ayasofya Camii’nin Tarihçesi ve Dönüşümleri

Ayasofya’nın tarihi, üç farklı yapının hikâyesidir. İlk Ayasofya, İmparator I. Konstantin döneminde 360 yılında “Büyük Kilise” adıyla inşa edilmiş, ancak 404 yılındaki isyanda çıkan yangında büyük ölçüde harap olmuştur. İkinci Ayasofya, İmparator II. Theodosius tarafından 415 yılında yeniden inşa edilmiş, bu yapı da 532 yılındaki Nika Ayaklanması sırasında yakılıp yıkılmıştır.
Bugünkü üçüncü Ayasofya, I. Justinianus tarafından 537 yılında tamamlanmıştır. Yapı, tarih boyunca çeşitli dönüşümler geçirmiştir:
- 537-1204: Doğu Roma İmparatorluğu’nun ana kilisesi olarak hizmet vermiştir.
- 1204-1261: Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Latin işgali döneminde Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı katedral olarak kullanılmıştır.
- 1261-1453: Tekrar Doğu Roma İmparatorluğu’nun ana kilisesi olmuştur.
- 1453-1934: İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür.
- 1934-2020: Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilmiştir.
- 2020-günümüz: Danıştay kararı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tekrar cami statüsüne kavuşmuştur.
Osmanlı döneminde Ayasofya’ya büyük özen gösterilmiş, Fatih Sultan Mehmed yapıyı kendi vakfına bağlamış ve bakımı için çok sayıda gelir kaynağı tahsis etmiştir. Özellikle Mimar Sinan’ın yaptığı güçlendirmeler sayesinde yapı, İstanbul’da yaşanan büyük depremlere rağmen ayakta kalmayı başarmıştır.
Ayasofya Camii’nin Mimari Özellikleri ve İç Yapısı

Ayasofya, mimari açıdan dünya tarihinin en önemli yapılarından biridir. Merkezi planlı bazilika tarzında inşa edilen yapı, 55,6 metre yüksekliğinde ve 31,87 metre çapında devasa bir kubbeye sahiptir. Bu kubbe, yapıldığı dönemde dünyanın en büyük kubbesi unvanını taşıyordu.
Ayasofya’nın iç mekânında dikkat çeken özellikler şunlardır:
- 107 sütun bulunmaktadır ve bunların çoğu antik tapınaklardan getirilmiştir.
- İç mekân, altın yaldızlı mozaikler ve değerli taşlarla süslenmiştir.
- Bizans döneminden kalan ve İsa, Meryem ve azizleri tasvir eden mozaikler hâlâ görülebilmektedir.
- Osmanlı döneminde eklenen mihrap, minber, müezzin mahfili, hünkâr mahfili ve minareler yapıya İslami bir kimlik kazandırmıştır.
- Hat sanatının en güzel örneklerinden olan ve 7,5 metre çapındaki dev levhalar (Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin eserleri) iç mekânı süslemektedir.
Ayasofya’nın en ilgi çekici mimari özelliklerinden biri de ışık oyunlarıdır. Yapının 40 pencereli kubbesi, gün boyunca değişen ışık hüzmelerinin içeri süzülmesini sağlar ve bu da mekâna mistik bir hava katar.
Ayasofya Ziyaret Bilgileri: Giriş Ücreti, Açılış Saatleri ve Kurallar
Ayasofya Camii, 2020 yılında tekrar ibadete açıldıktan sonra ziyaret kurallarında bazı değişiklikler olmuştur. Güncel ziyaret bilgileri şu şekildedir:
- Ayasofya Camii, ibadete açık bir cami olarak hizmet vermektedir ve namaz vakitleri dışında ziyaretçilere açıktır.
- Cami olarak hizmet verdiği için giriş ücretsizdir.
- Ziyaret saatleri mevsime göre değişiklik gösterebilir, ancak genellikle sabah namazından sonra açılıp, yatsı namazından sonra kapanmaktadır.
- Namaz vakitlerinde turistik ziyaretler kısa süreliğine durdurulabilir.
- Ziyaretçilerin uygun kıyafetlerle gelmeleri gerekmektedir. Kadınların başörtüsü takması ve vücutlarını örten kıyafetler giymesi, erkeklerin ise şort gibi kısa kıyafetlerden kaçınması beklenmektedir. Girişte ücretsiz başörtüsü ve uzun etekler temin edilebilmektedir.
- Fotoğraf çekimi serbesttir, ancak namaz kılan kişileri rahatsız etmemek gerekmektedir.
- Ayakkabılar girişte poşetlere konularak içeri alınabilir veya ayakkabılıklara bırakılabilir.
Ayasofya’yı ziyaret etmek için en ideal zamanlar, sabah erken saatler veya öğleden sonra geç saatlerdir. Bu saatlerde kalabalık daha az olabilir. Ayrıca İstanbul turları kapsamında rehber eşliğinde Ayasofya’yı ziyaret etmek, yapının tarihini ve önemini daha iyi anlamanızı sağlayabilir.
Ayasofya Camii’nin içinde ve çevresinde keşfedilmeye değer pek çok detay bulunmaktadır. Bunlar arasında:
- Dilek Sütunu (Terleyen Sütun): Üzerindeki deliğe parmak sokup çevirmenin dilek gerçekleştirdiğine inanılan sütun.
- İmparator Kapısı: Sadece imparatorların kullanabildiği, üzerinde VI. Leon’un İsa önünde secde ettiği mozaiğin bulunduğu kapı.
- Deisis Mozaiği: İsa, Meryem ve Vaftizci Yahya’nın tasvir edildiği 13. yüzyıl mozaiği.
- Viking Yazıtı: Bir Viking paralı askerinin duvar üzerine kazıdığı runik yazı.
- Sultan Türbeleri: Ayasofya’nın bahçesinde bulunan II. Selim, III. Murad ve III. Mehmed’in türbeleri.
Ayasofya Camii, İstanbul’un en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biridir. Hem Bizans hem de Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bu eşsiz yapı, ziyaretçilerine binlerce yıllık bir tarihi deneyimleme fırsatı sunmaktadır. Farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı İstanbul’un sembol yapılarından olan Ayasofya, mimari ihtişamı, sanatsal değeri ve manevi önemiyle her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaya devam etmektedir. İstanbul seyahatinizde mutlaka görmeniz gereken bu eşsiz yapıyı ziyaret ederek, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu kadim şehrin ruhunu daha yakından hissedebilirsiniz.
