Sevdiğinizle baş başa mükemmel anlar ve duygular yaşama fırsatını aşk kokan şehirlerde ve sokaklarda mutlaka yaşamalısınız.
İşte Aşkın Şehirleri :
1) Portofino
İtalya deyince aklıma dünyaca ünlü İtalyan tenor Andrea Bocelli ve romantik şehir Portofino geliyor. Bu yazı ile aşkın şehirlerinden Portofino’yu tanırken bir yandan da Bocelli’den Love in Portofino şarkısını dinlemenizi öneririm.
Şirin sokakları, farklı mimarisi, denizi, samimi havası ile Portofino öncelikle aşkınızı doyasıya yaşayabileceğiniz, aşkınıza aşk katacağınız bir şehir. Hatta Portofino, şarkıda da dediği gibi yeni bir aşkı bulacağınız şehir neden olmasın?
Portofino’da sevdiğinizin elinden tutup çiçeklerle bezeli evlerini ve küçük sokaklarını keşfedebilirsiniz. Sahildeki restoranlardan birinde oturup romantik akşam yemeğinizi yerken bir taraftan da baştanbaşa uzanan harika manzarasıyla aşkın şehirlerinden Portofino sahilini seyre dalabilirsiniz.
Portofino’nun eşsiz manzarasını bir de Castello Brown Kalesi’nde aşkla seyretmenizi öneriyorum. Burada muhteşem fotoğraf kareleri yakalayacaksınız.
Bu aşk şehrinde hiçbir şey yapmamanın keyfini sevdiğinizle ve kendinizle baş başa kalmanın dinginliğini ve en önemlisi aşkı tekrar yaşayacaksınız.
2) Brugge
Aşkınızı bir de Orta Çağ döneminde sessiz sedasız yaşamak isterseniz Belçika’nın tarih kokan küçük şehri Brugge’a gitmelisiniz. Şehre girdiğinizde bembeyaz kuğularla Aşk Gölü sizi karşılayacak.
Brugge’u isterseniz sevdiğinizin elinden tutup baştanbaşa yürüyerek gezin, isterseniz bisikletle, isterseniz de kadınların kullandığı faytonla. Ne şekilde gezerseniz gezin bu şehrin romantik havası içinize işleyecektir.
Sokakları çikolata kokan bu şehrin küçük kafelerinden birinde mutlaka waffle yemelisiniz. Kafe olarak kullanılan eski bira fabrikasının ambiyansını da görmelisiniz.
Son olarak âşıkları köprüler misali birleştiren köprüler şehri Brugge’da sevdiğinizle çıkacağınız kanal gezisi ve köprülerin mükemmel görüntüsü sizin aklınızı başınızdan alacak uyaralım.
3) Santorini
Akşam güneşinin turuncu huzmelerinin bembeyaz binalarında oyunlar oynadığı Ege’nin en romantik adalarından biridir Santorini… Bu adada sakinliğin sesi ile sevdiğinizin sesi güzel bir ahenk yaratacak emin olun.
Bembeyaz ada evlerinden sarkan pembe mor çiçeklerin zarafeti ile büyülenecek, merdivenli dar sokakların samimiliği sizi hemen saracak. Bu güzel tabloyu fotoğraflamadan bu adadan ayrılmamanızı tavsiye ediyorum.
Sevdiğinizle Santori’nin meşhur şaraplarını yudumlarken bir yandan da muhteşem gün batımı sizi ve sevdiğinizi büyülü dünyalara taşıyacaktır.
4) Ljubljana
Slovenya’nın başkenti ve aşkın şehirlerinden olan Ljubljana’ya adımınızı attığınız an masallar ülkesine gelmiş gibi hissediyor insan kendini. Özellikle Bled Gölü kıyısının puslu ve gizemli havası sizi masal dünyasının içine daha da çekiyor. Gölde küçük teknelerle yapacağınız güzel bir tur sizi büyüleyecek.
Gölün ortasındaki küçük adadaki kiliseyi de ziyaret edip, tatilinize mistik bir hava katabilirsiniz. Genellikle bu kiliseye yeni evli çiftler geliyor. Mutlaka siz de gelinlikli damatlıklı bir çifte rastlarsınız. Kiliseye çıkan 99 merdiveni gelin hiç konuşmadan çıkabilirse dilekleri gerçekleşiyor, fakat konuşursa eşinden boşanıyormuş. Siz de sevdiğinizle çıkarken aman ha konuşmayın.
Şehrin kendine has mimari yapısı eşliğinde sokaklarında yapacağınız küçük yürüyüşler büyük keyif veriyor insana. Ayrıca şehirdeki heykellerin ihtişamı sanatı da doyasıya yaşayacağınız bir ortam yaratmış vaziyette.
Aşkınızı bu masal diyarında tekrar tazeleyecek ve aşkın şehrinde keyifli zamanlar geçireceksiniz.
5) St. Petersburg
Saraylar şehri St. Petersburg’da masallara layık bir aşk yaşamak isteyenler bu şehri görmelisiniz. Özellikle Beyaz Geceler’e denk gelirse buradaki tatiliniz muhteşem bir deneyim yaşayacağınızı iddia ediyorum. Havanın kararmaması bir yerlere yetişme telaşını bence ortadan kaldırıyor. Tabii sürekli aydınlığı yaşamak da çok hoş olmasa gerek.
İhtişam deyince bu şehirde Hermitage Müzesi akla geliyor. Altın varaklı süslemeleri, yüksek ve ihtişamlı tavanları ile kendinizi Ortaçağ masallarında yaşıyor hissedebilirsiniz. Bu müzede her eserin önünde iki dakika durursanız müzenin tamamını yedi yılda tamamen gezmiş oluyormuşsunuz. Bu bilgi bana oldukça ilginç gelmişti.
Orta çağdan kalma masallar diyarının sokaklarında sevdiğinizin elinden tutup muhteşem zamanlar geçireceğiniz günler bu şehirde sizi bekliyor olacak.